Sayın Yaşar, burada yaptığı açıklamalarda, partisinin tek rakibinin partisi olduğunu, muhalefetin sürekli kendi içerisinde kavga etmekten halkın sorunlarına eğilemediğini falan söyledi. Bir de çok hoşuma giden bir söz söyledi. “Her gün kavga olan eve kimse kız vermez” gibi bir söz sarf etti. Kendi partisinde küslükler ve kırgınlıklar yaşanabileceğini, ancak muhalefet gibi kavga döğüş olmayacağını, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Türkiye’de ve Uşak’ta yine birinci olacaklarını, Uşak’ta 11 belediyeyi de AK Parti olarak kazanacaklarını falan iddia etti.

Siyasette iddialı ve öz güvenli olmak iyidir. Seçmene de güven ve kararlılık mesajı verir. Ama son yerel ve genel seçimlerine baktığımızda Uşak’ta birinci parti olmasına rağmen AK Parti’nin ivmesinde bir düşüş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

2014 yerel seçimlerinde;

AK Parti; 50 bin 858 oy yüzde 43,27

 MHP; 36 bin 436 0y yüzde 31,0

2019 yerel seçimlerinde;

AK Parti; 51 bin 040 oy yüzde 39,1

Uşak'ı bu hafta nasıl bir hava bekliyor? Uşak'ı bu hafta nasıl bir hava bekliyor?

İYİ Parti; 49 bin 229 oy yüzde 37,7

AK Parti, Uşak’ta 2015 genel seçimlerinde (1 Kasım) yüzde 46, 2018 genel seçimlerinde yüzde 43, 2023 Genel seçimlerinde yüzde 36,0 oy almış.

Bu tabloda görüldüğü üzere AK Parti, Uşak’a her seçimde oy kaybetmesine rağmen birinci parti olmayı başarabilmiş. Ben bunu tepede olduğu gibi Uşak’ta da diğer muhalefet partilerinin dağınıklığına ve beceriksizliğine bağlıyorum. Gerçekten AK Parti’ye rakip olmasını beceremiyorlar.

AK Parti Uşak’ta iktidar olmanın nimetlerini ve diğer partilerin savrukluğunu iyi kullanıyor. Ancak yukarıda rakamlarla belirttiğim gibi yerel ve genel seçimde de oy kaybederek birinciliğini koruyor.

Sabah, eski belediye binası, belediye İşhanı, ayakkabıcılar çarşısı ve eski Çarşamba pazaryerini dolaştım. Esnaf kan ağlıyor ve ateş püskürüyor. İnsanların oraları tamamen yıkıldığını sandığı için gelmediğinden yakınıyor. Bura esnafının gönlünü almak gerekiyor. Kentsel dönüşüm Alanında kurulan Çarşamba pazarı esnafı ve Uşaklılar da buradan memnun değil. Burada da canlılık yok.

Neyse, dönüp dönüp buraları işleyeceğiz zaten. Asıl derdim başka. AK Parti Uşak İl Başkanı Sayın Himmet Yaşar büyük kongre ile ilgili açıklaması bittikten sonra, gazetecilere sorusu olup olmadığını sordu. Sanırım bizim Halil Çavuşoğlu galiba, emekli maaşlarında bir iyileştirme ve ikramiye gibi arada bir şeyler ödenip ödenmeyeceğini sordu.

Sayın Yaşar, da “Reislerinin ve AK Parti’nin bugüne kadar kimseyi mağdur etmediğini, emeklileri de mağdur etmeyeceğini, maddi kayıplarının telafisi için çalışmaların yapıldığını belirten bana göre flu cevaplarla soruyu geçiştirdi.

Yaklaşık 3 yıldır bu güzel ülkemde yaşanan ekonomik kriz yüzünden tüm dar gelirliler, asgari üçerliler, çalışanlar mağdur oldu. Ancak emekliler, mağduriyetten öte sefil oldu. Bir emekli olarak bunu en iyi yaşayanlardan birisiyim.

Cumhuriyet tarihinde görülmeyen bir durum yaşıyoruz. Bırakan Ankara, İstanbul ve İzmir’i Uşak’ta bile 7550 TL alan bir emeklinin maaşı sadece ev kirasını bile karşılamıyor. Aybey, Taşlık, Mehmet Akif Ersoy gibi kenar semtleri bir kenara bırakırsanız Uşak merkezde ev kiraları 8-10 bin TL arasında.

Emekli maaşım 7500 TL’yi bankadan çektiğim gün eve kuruş para götüremiyorum. Kart borcu, bakkal kasap, manav derken neredeyse otobüs parası kalmıyor. Çok şükür çalışıyorum. Eşim de emekli. Ucu ucuna geçinip gidiyoruz.

Ama sadece emekli maaşı olan vatandaş 7500 TL ile ne yapsın? Kira mı ödesin? Gıdaya mı harcasın? Torununa harçlık mı versin? Okula giden çocuğu varsa onun masraflarını mı karşılasın.

Aç köpek fırın deler. Ondan sonra Uşak, Türkiye’den en çok boşanmaların ve intihar vakalarının yaşandığı iller sıralamasında Türkiye ikincisi oluyor. Olur tabi.

Sayın Yaşar kusura bakmasın. Sayın Cumhurbaşkanı 140 bin TL, Sayın vekiller 75 bin TL, vekilin eskisi bile 50 bin TL maaş alıyor.

Bu güzel ülkemde açlık sınırı 13 bin lirayı geçmişken emekliye insanca yaşayacak bir ücret vermeye gelince “Ekonomik dengeler bozulur” diyenlere, bir emekli olarak ben ne bu dünyada ne de öteki dünyada hakkımı helal etmiyorum.

Böyle biline…

Salih KILINÇ

Editör: Seher ZEYBEK