İşte Sevgili Aşçı’nın kaleminden “Bir Zamanlar Uşak’ta

Uşak Cephesi

29 Ağustos 1920

Uşak Sabah(Kurtuluş) Mahallesi sakinlerinden Molla Hüseyinzade Hasan oğlu Alâeddin Ergönenç(d.1919-ö.2020) Bey, Uşak Kazası'nın Yunan Küçük Asya Ordusu tarafından işgalini şöyle anlatmaktadır;

Uşak'ta tarım ve hayvancılık faaliyetlerine denetim Uşak'ta tarım ve hayvancılık faaliyetlerine denetim

"Yonan ordusu İzmir ’i işgal ettikten sonra Kula ’ya gelmiş. Şimdiki Garanti bankasının bulunduğu yerde tek katlı, dolma bir evde Acemlerin Neşet Bey diye, örflü, pala bıyıklı bir adam vardı. O adam. Bizim mahallenin örflü adamı. Babama ve mahalledeki adamlara, evinde atı ve mavzeri olan kişilere, haber salıyor. Babamın da mavzeri ve al bir atı vardı. Yonan geliyor, ona mukavemete gideceğiz. Acele atını ve mavzerini de al gel diyor. Bunlar 30 kişi kadar toplanıyorlar. İşte ben o andan itibaren hatırlıyorum. Babam hazırlık yaptı atı eğerledi, mavzeri zulasından çıkardı. Babam duvar ustasıydı. Duvarın içerisine mavzere yer yapmış. Mavzeri oradan çıkardı. Annemle helalleştiklerini biliyorum. Belki döneriz, belki dönmeyiz dedi, babam. Helalleştiler, sarıldılar ata bindi gitti. Toplanma yerleri Neşet beyin evinin önüydü. Bunlar 30 kişi kadar oluyor, Neşet bey önlerine düşüyor. Bunlar Dikilitaşı geçiyor, Ilıcak subaşına varınca, Yonan da hemen Uşak ’a girmek üzereymiş. Yalnız gelirken ordu tertibat alıyor. Bütün hâkim yerlere makineli tüfekleri yerleştirmişler, bunları görüverince toplu vaziyette bunlar gidiyor. Dedim ya askerlikten falan anladıkları yok. Babam anlattı sonradan, birden bire makineli tüfek atışı başladı. Bunun üzerine hepimiz dağıldık, atlar ürktü. Tek kurşun atamadan hepsi dağılmış. Ben diyor babam Ilıcak Subaşı’nın sağ tarafına doğru atı sürdüm. Yanımda benimle beraber bir kişi daha var diyor. Hemen tepemizde bir uçak belirdi. Üstümüzde dönerek alçalmaya başladı diyor. Ben anladım, bu cavır bize bomba atacak, öldürecek. Yanındaki adama demiş ki, biraz mesafeli gidelim, bu cavır bizi öldürecek, hiç olmazsa bir bomba atacağına, iki bomba atar, öyle öldürür. Adam ayrılmış, babamda atıyla gitmiş bir ağacın altına girmiş. Uçakta sonra gitmiş. Uçak gidince babam eve geliyor. Hemen atı ahıra bağladı, silahını da zulasına sakladı.”

 (SALİH KILINÇ / HABER)

Editör: Seher ZEYBEK