Hayatımda ilk kez süt reçeli yedim

Yolculuğumuz, Uşak’a 40, Ulubey ilçesine 7 kilometre uzaklıktaki tarihi İnay köyünde başladı.

Burada 15. Yüzyıldan kalma tarihi kervansarayın kafeteryasında nefis bir kahvaltı yaptık. Yanlış hatırlıyorsam beni bağışlasın sanırım adı Cemal Bey’di. Cemal Bey burayı Gürcistanlı eşiyle birlikte işletiyor. Çok sevimli titiz ve temiz bir çift. Bu meziyetleri işlerine de belirgin bir şekilde yansıtmışlar.

Kahvaltı sofrasında gerçekten bir kuş sütü eksikti. Ama kuş sütü yerine hayatımda ilk kez tattığım bir süt reçeli vardı ki bayıldım. Çok nefis bir yiyecekti. Süt reçeli de Gürcü Hanımefendi’nin maharetli ellerinden çıkmış. Yolunuz düşerse mutlaka tatmanızı öneririm.

Haskoy (2)

Bu hata resmi kayıtlarda da sürekli yapılıyor

Geziye başlamadan bana göre çok vahim bir hatadan bahsetmek istiyorum. İnay köyündeki kervansarayın 15. Yüzyılda Anadolu Selçuklu Devleti tarafından yapıldığı söyleniyor. Ancak, 1243 Temmuz’unda Kösedağ Savaşında Moğollara yenilmesiyle Anadolu Selçuklu Devleti tarih oldu. 15. Yüzyılda Osmanlı imparatorluğu vardı.

Haskoy (11)

Uşak’ta ayakta kalmış hiçbir Selçuklu eseri yok diye biliyorum. Ulu Cami ve Çanlı Köprü Selçukluların uç beyi olarak Uşak ve Kütahya’da hüküm süren Germiyanoğulları zamanında yapılmıştır. Ama bu eserle yapıldığında da Selçuklular yoktu. Kısacası İnay köyündeki tüm tarihi eserler Osmanlı döneminden kalmadır.

Haskoy (7)

Neyse tarih yolculuğumuz, 15. Yüzyıldan kalma tarihi kervansaray gezisiyle başladı. Rehberimizde Uşak 21. Gün Sanat ve Kitap Kulübünün kurucusu emekli resim öğretmeni Dilşat ve Ali Kaya çiftinin 11 yaşındaki oğlu Mehmet Zeki Kaya oldu. Büyüyünce arkeolog olmak isteyen sevimli ve çok bilgili rehberimiz Mehmet Zeki, Blaundus ve birçok yerde bizi hayran bırakan bilgisiyle harika bir rehberlik yaptı.

Haskoy (3)

Küçük ve sevimli rehberimizin anlatımına İnay’ın adıyla başladı. İnay adı Hellence Nais’ten geliyormuş ve Türkçe anlamı su perisiymiş.  İnay, 5 bin yıl önce kurulmuş. Lidyalıların başkenti olan Sardis'ten başlayan ve Mezopotamya'da bulunan Susa kentine kadar uzanan bir antik ticari yol üzerinde çok önemli bir dinlenme yeriymiş.

Kervansaray, tarihi köprü ve çeşmeyi gördükten sonra, Türklerin eline geçmeden önce manastır olan camiyi de gezdik.

Haskoy (4)

İn ve ay oldu mu sana İnay?

Rehberimiz Mehmet Zeki bizi küçük bir tepeye tırmandırdı ve burada bir mağarayı gezdirdi. Mağaranın kervansaray yapılmadan önce kervanların konakladığı yer olduğu rivayet ediliyor. Çöküntülerle oluşmuş muhteşem bir doğal oluşum karşımızda duruyordu.

Haskoy (5)

İnay köyü hakkında en geniş çaplı araştırmaların yer aldığı ve bu köyden olan Muammer Sakaryalı Hocamız tarafından kaleme alınan “İnais'ten İnay'a” adlı kitapta mağarayla ilgili hoş bir söylenti yer alır. Bu söylentiye göre, mağaranın ağzında durup köye doğru bakan köylüler dolunayı görür. “İşte İN işte AY “der. Ondan sonra köyün adı İnay kalır.

Haskoy (10)

Uşakspor yeni sezona hızlı girdi Uşakspor yeni sezona hızlı girdi

İkisi de kulübümüz üyesi olan Aysun Küçükçakır ve demiryolcu eşi Mete Küçükçakır’ın önerisi üzerine kaptanımız Remzi Bey direksiyonu tarihi İnay istasyonuna kırıyor. Bu bölge Halide Edip Adıvar’ın “Dağa Çıkan Kurt” romanında yer alan “Himmet Çocuk” öyküsünün geçtiği topraklardır. Buradan da yakın tarihimize bir selam vererek ayrılıyoruz.

Haskoy (1)

Bu mezarları işleyen ustaların heykelini dikmek gerekir

Ulubey Kanyonlarını da gezdik. Cam terasa çıktık. Buraları çok iyi bildiğiniz için anlatacak değilim. Yalnız burada benimde ilk kez gördüğüm bir olaydan bahsetmek istiyorum. Cam terasın hemen altından kanyonun ortasında bulunan asar tepesine doğru yapılan 900 metre uzunluğundaki ahşap yürüyüş yolu çok güzel olmuş. Doğayla uyumlu görüntüsü ve kanyon içerisindeki yürüyüşü kolaylaştırmasıyla muhteşem görünüyor. Düşünen ve yapanların emeğine sağlık.

Haskoy (13)

Dönelim, antik Blaundus kentine. Blaundos, Makedon Krallığı döneminde kurulan antik şehir. Uşak ilinin yaklaşık 40 km güneyinde Sülümenli köyü sınırı içerisinde yer almaktadır.

MÖ 334'te Makedonyalılar tarafından kurulan antik kent Lidya bölgesinde Frigya sınırına yakın bir bölgededir. Bergama Krallığı döneminde askeri bir şehir olan yerleşim, Roma ve Bizans dönemlerinde de stratejik önemdeki konumunu korumuş.

Haskoy (16)

Bu antik kentteki gezimiz, eşsiz eserlerin arasında bol bol fotoğraf çekimiyle devam etti. Burada da yaklaşık 3 yıl önce keşfedilen kaya mezarlarına indik. Yer altındaki bu mezarlar, öyle güzel işlenmiş ki gerçekten bunu yapan nakkaşları kutlamak gerekir.

Diriye bile önem verilmediği günümüzden 2350 yıl önce ölüye bu kadar önem verilmesi de takdire şayan doğrusu.

Haskoy (14)

Delice coşkunlukta akan Banaz Çayı ve binlerce yıllık Hasköy Asarı

Tarihin derinliklerine doğru doğanın güzelliği eşliğinde yaptığımız yolculuğun son durağına doğru ilerliyoruz.

Ulubey ilçesine bağlı Hasköy’ün batısından asar denilen mevkiye doğru gidiyoruz. Yol çok tehlikeli ve oldukça heyecan verici. Kulübümüzün birçok üyesi özellikle minibüsün sağ tarafında oturanlar aşağı bakamıyor. Çünkü o taraf derin bir uçurum. Remzi Kaptanın ustalığı sayesinde kazasız belasız köprünün bulunduğu alana iniyoruz. Ama inerken asarın heybetli duruşu gerçekten büyüleyici bir görüntü sergiliyor.

Hasköy(17)

Bembeyaz köpükler saçarak çevresine bolluk ve bereket saçan Banaz çayının serinliği yüzümüze vuruyor. Köprü altında termoslar açılıyor ve Halil İbrahim sofrası kuruluyor. Uşak 21. Gün Sanat ve Kitap kulübünün birbirinden maharetli hanımları kendi elleri ile hazırladıkları kurabiye, poğaça, börek ve kek gibi leziz yiyecekleri hep birlikte mideye indiriyoruz. Bazı üyelerimiz de çocuklarıyla Banaz Çayından oltayla balık tutmaya çalışıyor. Keyfimiz yerinde. Sonra Asar Tepesine tırmanıyoruz. Ne yazık ki burada ciddi bir araştırma olmadığı için tarihi hakkında net bir bilgimiz yok. Tepede bir kaya mezar var. Mağara şeklindeki bu mezarın tasarımından Lidya uygarlığı döneminden kalma olabileceğini düşünüyoruz. Onları taklit eden Pers ya da Erken Roma döneminden de olma ihtimali de var.

Haskoy (12)

Birde yeraltı nehrine merdivenlerle inilen bir kuyu var. Bir söylenceye göre, bu kuyu şimdiki Şükraniye köyünün altında bulunan "Tymion" antik kentine çıkar, düşman saldırdığı zaman bu yeraltı nehrinden dost "Tymion" antik kentine kaçarlarmış. Tymionlular da düşmandan kaçmak için bu asara kaçarlarmış. Birkaç kilometre ilerideki antik Pepuza kenti sakinleriyle de dost olunduğunda bu üç antik kent sakini birbirleriyle dumanla haberleşirmiş.

Haskoy (8)

Bu tarihe yolculuğumuz, Banaz çayı boyunca yaptığımız kısa bir geziyle sonlandı. Gürül gürül akan Banaz Çayı, Peri bacaları gibi kaya oluşumları, çokta insanların bulunmadığı doğayla baş başa ve huzur içerisinde sonlanan bir gezi oldu.

Uşak 21. Gün Sanat ve Kitap Kulübü canları!

İyi ki varsınız, sağ olun var olun.

Haskoy (9)

Muhabir: SALİH KILINÇ