Anadolu Rumlarının önderliğinde bir heyetin İyonya Özerk Devleti kurulması teklifi Yunan Hükümeti’ne sunulmasıyla göre 6 Temmuz 1922’de Yunan Meclisinde onanmasıyla karara bağlanmıştı. İzmir’de bazı Türkler özerklik lehine tavır takınmış, imzaladıkları bir dilekçeyle İzmir Müslümanları adına muhtariyet idaresi talep etmişlerdi. Muhtariyet lehine imzalar toplanıyor ve imza vermeyenler askerlikle ve ağır işlerde çalıştırılmakla tehdit ediliyorlardı. Bazı Türk ve Çerkezlerin de imzalarının bulunduğu ihanet belgelerinin bir kısmı Yunanlılar tarafından zorla alınmışken, bir kısmı ise şahsi çıkarlarını vatanının milletinin menfaatlerinin üzerine taşıyarak ihanet etmişlerdi.
Yunan Hükümeti 18 Temmuz 1922 tarihinde Anadolu Rumlarının otonomi isteğini onaylayarak Yunanistan İzmir Yüksek Komiseri Aristidis Steryadis'e verdiği emir ile duyurunun basına verilmesine karar verilmiştir. İzmir halkına muhtariyetin ilanını bildiren beyanname 29 Temmuz 1922 akşamı yayımlanmıştı. Sözde İyonya Özerk Devleti Başkanı Yunanistan İzmir Yüksek Komiser Steryadis ‘in 1 Ağustos 1922 günü yayınladığı İzmir ve çevresinin dört bir köşesinden Rum, Ermeni, Türk, Çerkez ve Musevi unsurları temsilcilerinin muhtariyet idaresi istediğine dair imzalarının olduğu bağlılık beyannamelerini basın yoluyla kamuoyuna duyurmuştu.
Yunanistan Hükümeti İyonya Özerk Devleti fikrini Müttefik Devletleri İstanbul'u işgal etmek isteğine ikna etmek için koz olarak görüyordu. İstanbul'u işgal talebinin 29 Temmuz 1922 tarihinde Müttefik Devletler tarafından ret edilmesiyle bir gerginlik oluşmuştu. Müttefik Devletler ‘in Yunan Küçük Asya Ordusu tarafından Anadolu’da işgal edilen toprakları elinde tutmasına izin vermeyeceğini anlayan ve askeri zaferden büsbütün ümidini kesen Yunanistan Devleti yeni çareler arıyordu. İyonya Özerk Devleti İzmir merkezli Yunanistan'ın koruyuculuğu altında bağlı bir devlet anlamına geliyordu.
UŞAK AKZASINDA TEVKİF EDİLEN KİŞİLER OLDU
Yunanistan, aynı gün İtilaf Devletlerini muhtariyet idaresini tanımaya zorlamak için İstanbul’u işgale karar vermiş fakat Fransa’nın silahla karşılık vereceğini açıklaması üzerine bu hamleden vazgeçmiştir.
Yunan Hükümeti'nin bu muhtariyet hamlesi içinde olduğu ekonomik kriz nedeniyle Anadolu'da yürüttüğü işgal hareketini devam ettiremeyeceğini anlamasından kaynaklanmaktadır. Kurulacak İyonya Devleti sonrası Yunanistan Sevr Antlaşması’nın Yunanistan’a tanıdığı sınırlara çekilerek orduyu terhise başlayacak ve ordunun devlet üzerindeki ekonomik yükünden kurtulacaktı. Muhtariyet ilan ettiği sahanın güvenliğini de bölgede yaşayan Rumlardan örgütlediği milis kuvvetlerle sağlayacaktı.
Oluşturulacak milis kuvvetlerin masrafları da muhtar idarenin sınırları dahilindeki halktan toplanan vergilerle sağlanacak, bu bölgedeki çoğunluk Türklerde olduğundan mali yükün büyük kısmı Türklere binecekti.
Yunan Küçük Asya Ordusu 1 Ağustos 1922 tarihinden itibaren yöre halkından birçok eşrafı muhtariyeti kabul ve imza etmediğinden dolayı sürülmek üzere celp etmeye başlamıştır. Bu nedenle Uşak Kazası’ndan da tevkif edilen kişiler bulunmaktadır.
Tevkif edilenler arasında bulunan Salihli Kuvayi Milliye Teşkilatı’ndan Salihli Belediye Encümen Azası Aksekili Hacı Hüseyinzade Mehmet Nuri Bey, Uşaklı esaret arkadaşlarını şöyle zikretmektedir ;
Salihli ahalisinden bir zatın başından geçen felâketler: (…) Beş gün sonra, muzaffer ordumuzun yaklaşması üzerine oradan Midilli'ye sevk edildik. Aya Marina çiftliği denilen yerde sekiz kişiye bir kıyye (okka) ekmek vermek suretiyle, birkaç gün de açıkta kalarak ikamet etmekte iken, içimizden Uşak'ta yakalanıp getirilen İstanbullu Kemâl Bey'in firarı bahane edilerek arkadaşlarımızdan otuz sekiz kişiyi ölüme mahkûm bir halde Midilli hapishanelerinden birisine götürdüler. Üzerlerindeki paraları aldıkları gibi, "firardan sizin haberiniz vardır" diyerek Uşak'ta eczacılık yapan İstanbullu Salim Bey'e altmış adet sopa vurdular. Yiyecek, içecek her şeyden mahrum, hatta bir teneke suyu bir liraya bile zorca temin ettik. On iki gün kaldıktan sonra Atina'ya sevk edilmek üzere esir karargâhına getirdiler. Birkaç defa da iki buçuk saatlik mesafede bulunan Aya Marina çiftliğinden, içimizde yürümeye ve harekete dayanıksız doksan beş yaşlarında bir ihtiyar olduğu halde Midilli'ye getirilip, tekrar yerlerimize götürüldük.
Fotoğraf:1923 Mahkumların değişimi. Türk mahkumlar Kızılhaç üyeleriyle birlikte. Hepp Josef (ELIA Arşivi)