İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranı yüzde 52,37 olurken Meteoroloji Mühendisi, Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir, tasarrufun elden bırakılmaması gerektiğini belirterek, “Barajlarımızda şu anda yüzde 50’nin üzerinde doluluk var ama rehavete sevk etmemeli. Barajların kapasitesi 868 milyon metreküp, İstanbul’un barajları tam dolu olsa dahi yetmiyor. Yıllık en az 1 milyar 200 milyon metreküpün üzerinde suya ihtiyacımız var. Artık İstanbul’un nüfusunun artışını durdurmak lazım, İstanbul’un yeni barajlara ihtiyacı var” dedi.
İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranı geçtiğimiz haftalarda yüzde 10’lu rakamlara kadar düşerken, bazı barajlar ise tamamen kurumuştu. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü'nün (İSKİ) verilerine göre 4 Ocak itibariyle barajlardaki doluluk oranı yüzde 52,37 oldu. Oran nedeniyle rehavete kapılmamak gerektiğine dikkat çeken İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Meteoroloji Mühendisi, Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir, son duruma ilişkin konuştu. Özdemir, megakentin barajlarının tamamen dolu olsa da 1 yıllık su ihtiyacını karşılamaya yetmeyeceğini söyleyerek uyarılarda bulundu. Öte yandan barajlardaki 4 Ocak tarihli doluluk oranları ise şöyle; Ömerli Barajı: Yüzde 69,82, Darlık Barajı: Yüzde 63,73, Elmalı Barajı: Yüzde 84,71, Terkos Barajı: Yüzde 43,82, Alibey Barajı: Yüzde 61,5, Büyükçekmece Barajı: Yüzde 43,97, Sazlıdere Barajı: Yüzde 35,57, Istrancalar Barajı: Yüzde 44,84, Kazandere Barajı: Yüzde 41,77, Pabuçdere Barajı: Yüzde 25,1.
İstanbul’un barajlarında doluluk yüzde 52 ancak uzmanlar uyarıyor: “Tam dolu olsa dahi yetmiyor”
“İstanbul’un barajları tam dolu olsa dahi yetmiyor”
Barajlardaki son duruma ilişkin açıklamalarda bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Meteoroloji Mühendisi, Dr. Öğr. Üyesi Güven Özdemir, “Tabi ki sevindirici şu anda yağışlar alıyoruz, geçen sene çok kötüydü. Bu eylüle kadar müthiş bir kuraklık, susuzluk vardı. Barajlarımızda şu anda yüzde 50’nin üzerinde doluluk var ama bizi rehavete sevk etmemesi lazım çünkü İstanbul’un nüfusu çok yüksek. 5 milyon civarında araç var, bunların kullandığı yakıt, petrol türevleri maalesef İstanbul’da bir ısı adası oluşmasına sebep oluyor. İstanbul’da suyun önemi büyük, barajlarımız yüzde 50’nin üzerinde, diyelim ki tamamen doldu, kapasitesi şu anda 868 milyon metreküp günde 3,2 milyon metreküp su kullanıyoruz. İstanbul’un şu andaki barajları tam dolu olsa dahi yetmiyor. İSKİ ne yapıyor; Melen, Yeşilçay, Istranca, şuradan buradan İstanbul'a su takviyesi yapıyor ki ancak yetsin. 365 güne vurduğunuzda en az 1 milyar 200 milyon metreküpün üzerinde yıllık suya ihtiyacımız var. Barajlarımız 868 milyon metreküp olduğuna göre demek ki yetmeyecek hemen hemen yüzde 50’ye yakın su ihtiyacımızı dışarıdan karşılamak zorundayız. Artık İstanbul’un nüfusunun artışını durdurmak, göçü önlemek lazım. İstanbul’un şu andaki durumu baraj yapmaya müsait olmayabilir, buna yetkililer karar verecektir ama İstanbul’un yeni barajlara ihtiyacı var. Bu barajların yanı sıra halkın, belediyelerin de muhakkak yeni yapılan binalara şart koşması lazım. Yağmur sularının biriktirilmesi, su sarnıçlarının oluşturulması lazım, yani yağan yağmuru biriktirmek gerekiyor. Geri dönüşüm sularını kullanmak lazım. Yolların kenarlarına belli aralıklarla su depoları yapılabilir, denize akıtacağımıza bu alanlarda toplamamız lazım” dedi.
İstanbul’un barajlarında doluluk yüzde 52 ancak uzmanlar uyarıyor: “Tam dolu olsa dahi yetmiyor”
“Yağışlar kesildiği an hızlı bir şekilde azalacak”
Tasarruf büyük önem taşıdığına vurgu yaparak sözlerine devam eden Özdemir, “Kuraklık devam ediyor şu anda yağışlı gibi gözüküyor ama eski kışlara göre bu yağışların daha etkili olması gerekiyordu. Yağışlar çok kısa bir zamanda vuruyor, geçiyor. Pek ümit içinde olmamamız, tasarrufa çok önem vermemiz lazım. Evlerde, kullanılan cihazlarda, musluktan akan sularda kullanırken çok dikkatli olunması lazım çünkü bu suyun barajlarımızda kalması lazım. Barajların etrafında çok yerleşim yeri var, buraların tamamen yeşil alana dönüştürülmesi lazım. Yetkililer, İstanbul’u susuz bırakmayacaktır, devletimiz çok güçlü bir devlet. Susuz kalır mıyız, kalmayız ama zorluk çekebiliriz, günlerce suyumuz akmayabilir. Susuz kaldığımızda da bulaşıcı hastalıklar kol gezecektir; kolera, tifo, uyuz gibi cilt hastalıklarına kadar ki İstanbul’da çok hızlı bir şekilde yayılacaktır. Pandemiden daha kötü olma ihtimali olabilir. Bunu yaşamamak için tedbirimizi almamız lazım. Bütün kuruluşlar, fertler dahil olmak üzere üzerimize düşen görevi yapmamız lazım. Doluluk, çok kısa bir zamanda yüzde 15’lere kadar düştü hatta bazı barajlar tamamen kurudu. Bu şekilde giderse yüzde 50’ye güvenmeyeceğiz diyelim ki yağışlar kesildiği an hızlı bir şekilde azalacaktır” dedi.