7 Temmuz 1923
Avusturalya Daily Telegraph Gazetesi’nin 7 Temmuz 1923 tarihli nüshasında Uşak Cephesi’ndeki Türk esir kampından şöyle bahsedilmektedir;
Yunan Esirlerine Türk Zulmü
Korkunç Suçlama
Kısa bir süre önce Yunan Kızılhaç’ı tarafından Küçük Asya'da Türklerin elinde bulunan Yunan esirlere yapılan muameleyi araştırmak üzere bir komite görevlendirilmiştir. Sivil ve askeri esirler de dahil olmak üzere toplam 150,000 esirden şimdiye kadar sadece 11,000'i geri dönmüştür ve geri dönenlerin ifadelerinin ortaya koyduğu iğrenç durumun hala devam etmesinden korkulmaktadır. Yunan Kızıl Haç Komitesi Başkanı Profesör A. Andreades, C.B.E. tarafından kopyaları Bay Harold Spender'a iletilen bu ifadelerden alıntılar aşağıda verilmiştir; (…)
Hristiyan Katliamı
(...) Midillili Georgios Siava:
-Ben 2 Eylül 1922'de Edremit civarında esir alındım ve oradan diğer esirlerle birlikte Manisa’ya götürüldüm. Bu yürüyüş sırasında Kemalpaşa ve Pınarbaşı(Osmangazi) yakınlarında silahlı köylüler tarafından saldırıya uğradık. Gece karanlığında vardığımız Kemalpaşa'da, kendi rehberlerimiz bile bize karşı ateş etti ve aramızdan birkaç ölü saydık. İsimlerini hatırlayamıyorum, çünkü çoğu sivildi ve ben sadece askerleri tanıyordum. Geride kalanlar oracıkta öldürüldü. Konvoyumuzda bulunan Yunan subaylar askerlerden ve sivillerden ayrılarak Manisa’da tutuldu. Subayların sayısı 60'tı ve daha sonra hepsinin vurulduğu bilgisini aldım. Bunu, Türkler tarafından vurulduktan sonra subayların cesetlerinin gömülmesini emreden kişilerden öğrendim. Manisa’ya vardığımızda sayımız sadece 3000'di ve bu sayı her geçen gün azalıyordu. İzmir'e ve oradan da Uşak'a nakledildim, diğer birçok iyileşen esirle birlikte. Başlangıçtaki sayımız olan 10.400 kişiden sadece 3500'ü Uşak’ta kalmıştı. Tifüs, dizanteri ve büyük yorgunluğun etkileri birliklerimizi zayıflattı. Günde 60'tan fazla kişi ölüyordu.