Pazar günü Uşak Valiliği’nden basın mensuplarına Sayın Karahan’ın saat 16.00’da Ticaret Odası’nda bir toplantıya katılacağı belirtiliyor ve basın mensupları olarak toplantıya davet ediliyorduk.
İçimden; “Allah Allah hangi dağda kurt öldü de valilik basın mensubunu davet ediyor” diye içimden geçirmedim değil. Malum, Valimiz, basını pek sevmiyor ve basınla bir arada olmaktan pek hazzetmiyor. Belediye Başkanımız zaten basına tescilli düşman. Vekillerin de basını sevdiği söylenmez.
Siyasi parti il başkanlarını sanırsın sadrazamın sol parmağı. Telefonumuzu bile açmazlar.
Gidince de TCMB Başkanı Sayın Fatih Karahan’da bizi istemedi iyi mi? Çayca gittik yolca döndük.
Eğer soru sorma şansım olsaydı, Sayın Karahan’a;
Sayın Karahan, bir Cumhuriyet altını asgari ücreti geçmiş. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Merkez Bankası rezervleri boş mu dolu mu?
Uşak sanayicisinin hali perişan. Devletimiz destek verecek mi? diye sorardım. Tabi ben TCMB Başkanı olsaydım basını istemezdim. Nasılsa meydan boş.
Yukarıda arz ettiğim gibi girmemizle çıkmamız bir oldu. Salona şöyle bir baktım: Vali yardımcıları, kaymakamlar, daire müdürleri Uşak’ta ne kadar bürokrat varsa dolmuş.
Peki kimler salonda yok?
UTSO üyeleri yok.
Asgari ücretliler yok.
Emekliler yok.
Esnaflar yok.
Göstermelik Sayın Arif Öztan gibi birkaç duayen sanayici çağrılmış. O kadar. Biz çıktıktan sonra UTSO başkanı Sayın Selim Kandemir bir selamlama konuşması yapmış. Sanırım Uşak sanayicisi ve iş dünyasının sorunlarına değinmiş.
Aslında fiziken orada olsa bile bu garip ve mahzun Uşak’ımda;
UTSO Yönetimi yok. OSB yönetimi yok. Sendikası yok, STK’sı yok. Valisi yok. Milletvekili yok. Belediye Başkanı yok.
Onun için Uşak sahipsiz, onun için Uşak mahzun, onun için Uşak kimsesiz. Yıllardır iktidar partisine oy vermiş. Birkaç devlet dairesi binası dışında Uşak’a yapılan hiçbir şey yok.
Şu şahsı, bu şahsı kastederek söylemiyorum. Bu durum yıllardır böyle. Biz Uşaklılar da koyun gibi kaderimize boyun eğmiş görünüyoruz. Sanki tevekkülle mezbahanede kesim sıramızı bekliyoruz.
Uşak sanayisi, Uşak iş dünyası, işçisi, esnafı, çiftçisi bir kurtarıcı bir kahraman bekliyor.
İstiyorlar ki; bu kahraman boyunların kesilmekten kurtarsın.
