Eşme adlı sosyal medya sayfası, Eşme ilçesinin tarihi ile ilgili çok önemli bilgilere belgelerle ışık tutmaya devam ediyor. İşte yine Eşme ilçesinin tarihinden tozlu bir yaprak daha.

Akşam Gazetesi Yazarı Emekli Kurmay Albay Ragıp Kemal Cantürk 28 Nisan 1933-2 Mayıs 1933 tarihleri arasında “Eşme kazası merkezi Elvanlara nakledilmelidir” başlığıyla bir yazı dizisi yayınlamıştır.

“EŞMENİN NESİNE GİDİYORSUN, ORANIN BİR KÖYDEN FARKI YOKTUR”

Ragıp Kemal Bey 1933 yılında Manisa’ya bağlı olan Eşme’ye gitmeye niyetlendiğinde pek çok kişi “Eşmenin nesine gidiyorsun, oranın bir köyden farkı yoktur” diyerek kendisini vazgeçirmeye çalışır. O ise bu telkinlere aldırmayarak Kula’dan hareket eder. Alaşehir’den trene binerek Elvanlar İstasyonu’na ulaşır. Vardığı anda da pişman olur. Hava soğuk ve karanlıktır. Ortada otomobil ve araba yoktur. Hemen trenle Uşak’a gitmeyi düşünse de tren artık hareket etmiştir. Zor da olsa bulabildiği iki tekerlekli bir arabayla 7 km uzaktaki kaza merkezine 1,5 saatte ulaşır. Her taraf kapanmıştır.

Muhabiri, Kaymakam Vakkas Bey misafir eder. 14 yıllık kaymakam olan Vakkas Bey, hukuk mezunudur. Halka kendisini sevdirmiş, aktif, çalışkan ve dürüst bir kişidir. Kimi zaman kendi cebinden de para harcayarak kasabanın imarıyla uğraşır. Halk Vakkas Bey’in yanı sıra eski kaymakamlardan Şükrü ve Vasfi beyleri de şükranla anmaktadır.

O ZAMAN EŞME TAKMAK’TA DIR

Ragıp Kemal Bey’in konuk olduğu Eşme kazasının merkezi, günümüzdeki Eşme ilçesinin merkezinden 6,5 km uzaklıktaki Takmak köyüdür.

Uşak jandarması Yaralı leyleğin hayatını kurtardı Uşak jandarması Yaralı leyleğin hayatını kurtardı

Akşam Gazetesi Yazarı Emekli Kurmay Albay Ragıp Kemal Cantürk'ün yazı dizisini bir araya getirip yazdıklarına baktığımızda 1933 yılında Eşme Kazası'nın vaziyeti şöyle aktarılmıştır;

Geçmişte, bu yörede bir kaza teşkiline karar verilince Takmak köyü merkez olmuş, civardaki Eşmeli aşiretine izafeten de kazaya Eşme adı verilmiştir. 1933 yılında Eşme’nin toplam nüfusu 21.000’dir. Kazanın küçük obalardan oluşan 70-80 köyü ve Güre adında bir nahiyesi vardır. Merkez ise bir köy halindedir.

120 hanede 500 kişi yaşamaktadır. Yakıldığı gibi kalmış olan Eşme’de bina olarak ne varsa 300 m. uzunluğundaki bir caddenin iki yanındadır. Bunlar da birkaç dükkân ve kahvehane, kaymakamın evi, postane, belediye, hükümet, adliye ve hususi muhasebe binalarından ibarettir.

Evlerin sadece iki üç tanesi ikişer katlı, diğerleri ise “yer odası”şeklindedir. Burada memurların mesken sorunu yaşadıkları açıktır. Eşme’de su ve çeşme yoktur. Köy dışında suları tatlı kuyular varsa da köy içindeki kuyuların suyu acıdır. Köy dışındaki kuyu sularının motorla köye ulaştırılması ve çeşmeler yapılması düşünülmüş ama henüz başarılamamıştır.

G A Z E T E

ADI ÜSTÜNDE BURASI EŞME.

NE SU BULUNUR NE DE ÇEŞME!

Ragıp Kemal Bey susuzluğuyla meşhur Eşme hakkında Şair Eşref’in şu dizelerini okuyucusuyla paylaşır;

Adı üstünde burası Eşme.

Ne su bulunur ne de çeşme!

Dağ başında Eşme ka[zası]

Bilmem nereden gelir meclis âzası,

Gazap eylerse bir kimseye Hüdası,

Mesken olsun anın Eşme kazası!

Eşmede var iki dükkân iki kahve bir fırın

Peynir ekmek yemekten ne ağız kaldı ne burun!

Ragıp Kemal Bey’in Eşme’deki sağlık şartları hakkında aktardıkları ise içler acısıdır. Yüksek bir noktada yer alan Eşme’nin havası serttir. Buna karşılık kazada doktor ve ebe olmadığından ilaç ve eczane de yoktur. Bu sebeple zaten fazla olan ölümler evlerin sağlıksız olması ve halkın soğuklardan korunmağa dikkat etmemesi yüzünden daha da artmaktadır. Örneğin kadınlar mecburen köy dışındaki kuyu

başlarında kışın çamaşır yıkarken terlerler. Sonra da çocuklarıyla beraber orada yıkanırlar ve ıslak ıslak çamaşırlarını giyip evlerine dönerler.

Sonuçta hastalık kaçınılmaz olur. Yine burada yaşayan insanların evlerinde döşeme ve pencere yoktur. Köylüler topraklar üzerinde otururlar.

Ragıp Kemal Bey’e göre Eşme’nin mevcut durumunun düzelmesinin tek yolu kaza merkezinin Elvanlar İstasyonu’na nakledilmesidir. Zaten bu konu kaza gündemindedir ve Takmaklılar’la Elvanlılar arasında gerginlik konusudur. Nakil işine birkaç kez teşebbüs edilmiş ancak kiralık mülk sahibi birkaç kişinin halkı yanlarına

alarak muhalefet etmeleri yüzünden gerçekleşememiştir.

Oysa Elvanlar köyü merkez durumdaki Takmak köyüyle kıyaslanamayacak kadar iyi durumdadır. Gerçi bu köy de Yunan istilâsına uğramış ve tamamen yakılmıştır. Ama imarına

çalışılmaktadır. Burada 350 hanede 2000 nüfus bulunmaktadır. Suları bol ve nefis,havası yumuşak ve ılımandır. Takmaklıların suları, binaları ve hiçbir şeyleri olmadığı halde Elvanlar demiryolu üzerindedir ve modern bir şehir kurmaya uygundur.

Takmak’ta hükümet daireleri belediyeye 800 lira kira ödediği halde Elvanlar’da 18 odalı mükemmel bir hükümet konağı hazırlanmıştır. Burada fabrikalar olduğundan elektrikten yararlanmak mümkün olacaktır. Elvanlar’ın aydın ve uyanık halkı yeni bir mektep ve modern evler yapmağa hazırdırlar. Burada her cins zahire, afyon, tütün, palamut yetişmekte ve bağcılık da çoğalmaktadır. Gaz, tuz ve şeker depoları burada olduğundan kaza merkezine buradan gönderilmektedir. Köylüler çok çalışkandırlar.

Herkes ekonomik ve ziraî faaliyette bulunur. Kadınlar evlerinde kilim ve halı dokurlar. Koyunları fazladır ve ahalinin vergi borcu yoktur. Asayiş ve huzur yerindedir. İstasyon civarına büyük bir mektep yapılmıştır. Tatlı su da getirilmek üzeredir.

Eşme’de 16 okul, 25 öğretmen, 1000 öğrenci ve 10 millet dershanesi

mevcuttur. Okullardan 12 tanesi Kaymakam Vakkas Bey’in göreve başlamasından sonra yapılmış, 4 tanesi de yine onun zamanında tamir edilmiştir. Elvanlı istasyonu civarındaki 30.000 bin lira değerindeki 18 odalı okul Elvanlar halkının, kaymakamın ve Müstantik Haydar Bey’in gece gündüz çalışması, sırtlarında taş ve tuğla taşımasıyla yapılmıştır. 130 öğrencisi vardır. Diğer mektepler üçer bin liraya mâl olmuş ve köylüler tarafından yapılmıştır. Hükümetin ise 3000 lira civarında desteği olmuştur.

YÖREDE KIZ KAÇIRMA OLAYLARI YAYGINDIR

Merkezdeki Dumlupınar Mektebi’nin öğrenci sayısı ise 130’dur ve binası bir sonraki yıla yeterli gelmeyecektir. Çocukların hepsi fakir, önemli bir kısmı da sıtmalıdır. Okul  yönetiminin oluşturduğu himaye teşkilâtı sayesinde bu çocuklara yardım  edilebilmektedir. Kinin dağıtımı ise yeterli değildir.

Kazada köy yollarının beşte dördü yapılmıştır. 45 köyde köy kanunu uygulanmaktadır.  Asayiş ve ahlâk sorunu yoksa da bedava evlenebilmek için kız kaçırma olayları yaygındır. Kazanın geliri 100.000 ve hususî muhasebeninki de 30.000 bin lira kadardır. Kaza dâhilinde 150 bin hayvan olduğundan en çok gelir hayvan sayımından elde edilmektedir. Arpa ve buğday çok olmakla birlikte Eşme’nin en önemli tarım ürünü palamuttur.

Belediyenin ismi var cismi yoktur. Yıllık 1000 lira olan bütçenin 850 lirası maaşları, geri kalan kısmı da kırtasiye ve yakıt gibi giderleri karşılamaktadır. Belediyenin varlığı birkaç kişiye maaş vermek ve onları beslemekten ibarettir. Kaymakam Vakkas Bey Eşme’ye gelmeden önce Mal Müdürlüğü’nde 10.000, belediye ve hususî muhasebede 6.000, Tayyare Şubesi’nde 8.000 liralık yolsuzluklar

olmuştur. Bunları yapanların bir kısmı mahkûm olduğu halde bir kısmının da yargılaması sürmektedir.

Muhabir: SALİH KILINÇ