Uşak Nuri Şeker Şeker Fabrikası, bundan 97 yıl önce 17 Aralık 1926 yılında kurulur. Uşak’ın sevilen simalarından Avukat Baki Kantar’da fabrikanın kuruluş öncesi kurucusu merhum Nuri Şeker ile Cumhuriyetimizin kurucusu ve kurtarıcısı Ulu Önder Atatürk arasında geçen bir diyaloğu şöyle aktarıyor:
- Paşam Uşak Kalfa Köyünden Nuri Efendi sizinle görüşmek istiyor.
- Görüşelim.
-Söyle bakalım Nuri Efendi.
-Paşam. Babamdan kalma küçük bir imalathanem var. Helva ve tahin üretiyorum. Almanya' dan zarf içinde pancar tohumu getirttim. Ektim. Pancar oluyor. Şeker Fabrikası kurmak istiyorum. Uşak' ta Ziraat Terakki Şirketi kurduk. 600 lira da paramız var. Bize destek olun .
-Nuri Efendi bu para yetmez. Gerisini nereden bulacaksınız?
-Paşam, köylerden yumurta toplar gerekli parayı bulurum.
Gazi Mustafa Kemal Paşa Nuri Efendi ' ye sarılır.
-Memleketi bu azim kurtaracak der.
Bu minvaldeki konuşmanın diğer muhatabı Uşak Şeker Fabrikası kurucusu Nuri Şeker' dir. Savaşlardan çıkmış " bitap" düşmüş," fakrü zaruret" içinde bir millet. Sarmaye yok. Bırakın sermayeyi kuru ekmek bile zor bulunuyor .Toplumun insanlarının büyük çoğunluğunun ayakkabısı, çarığı yok. Çıplak ayaklarla dört mevsim yaşayan bir toplum. Üst baş perişan. Bu vaziyette iken fabrika kurma azmini gösteren birileri çıkıyor. Savaşlar yaşamış Atatürk 'e ," Milleti bu azim kurtaracak " dedirten bir cesaret gösteriyor.
Hakikaten köylerden yumurta toplanıp şirkete ortak yapılan halkın gayretiyle Uşak Şeker Fabrikası kuruluyor. 17 Aralık 1926 da açılışı yapılıp üretime geçiyor. Türkiye nin ilk üretim yapan Şeker Fabrikası.
Köylüye pancar tohumu dağıtılıp pancar ekimi yetiştirilmesi öğretiliyor. Hem de bir mektup zarfı içinde gelen pancar tohumundan başlayan macera ile .
Memleketin şeker ihtiyacı karşılandığı gibi, Uşak köylerinin sulanabilir tarlaları, Ege Bölgesi'nin büyük bir kısmı pancar tarlaları olup ,yıllarca köylünün ekmek kapısı oluyor.
Fabrika sıradan bir yapıda olmuyor. İçinde üretim yerleri, makine parkurları depoları olduğu gibi ayrıca, işçi lojmanları, lokantası, camisi, lokali, misafirhanesi, sineması olan bir " sosyal fabrika" modeli oluyor. Şehrin sosyal hayatına öncülük ediyor .Şehirde ilk sinema, ilk kurslar orada açılıyor .
Üretilen şekerin artığı olan, küsbe, melas gibi doğal çıktılar değerlendiriliyor. Hemen yanı başında büyükbaş hayvan çiftliği açılıyor. Süt ürünleri kaliteli ve ucuz satışa sunuluyor.
Bu fabrikada çalışan on binlerce kişi ekmek yiyor.
Pancar üreticisi köylülere ürettiklerinin bedeli ödendiği gibi, ayrıca, ürettiğini orantılı bir şekilde çuval çuval ücretsiz şeker, melas küsbe gibi hayvan yiyecekleri desteği veriliyordu. Uşak köylerinde her evde çuvallarla şeker olurdu.
Uşak örneği diğer yerlerde de şeker fabrikaları açılıyor.
Gün geliyor bu fabrikalar tek birlik altında toplanıp adeta devletleştiriliyor. Bu aşamada da Nuri Şeker' in ileri görüşlülüğü ortaya çıkıyor. Fabrika şartlı devrediliyor. İleride özel kişilere devredilecek olursa kendi mirasçılarına verilecek şerhi işleniyor
Devran dönüyor. Dışarıdaki güçler bu işletmeleri " çökertmek" içerideki bazı işbirlikçiler " çökmek " planları yapıyor .Diğer fabrikalar " özelleştirilmiş" kapatılırken Uşak Şeker Fabrikası bu şerh sebebiyle özelleştirilemiyor. Ayakta kalıyor.Üretime devam ediyor. Ancak ekiciye konulan kota, fabrika üretiminde azaltma yoluyla işlevi oldukça azalmış vaziyette ayakta duruyor.
Fabrikanın üretime başladığı gün olan İ7 Aralık 1926 nın yıldönümünde şehrimizin bu tarihini tarihe not düşmek istedim.
(SALİH KILINÇ / HABER)