Öz Akcura, TBMM’de görüşülen iklim değişikliği yasası teklifinin arzulanan yasa olmadığını, hayvanları suçlu gösterdiğini ve başta madenler olmak üzere çevreyi kirleten unsurlara dokunmadığını vurguladı.
“GEÇEN YIL KAR VE YAĞMUR YAĞMADI”
Kuraklık ve tarladaki ürünün rekoltesinin düşmesinden öte bunun en görünür sonuçlarını orman yangınlarında yaşadığımızı kaydeden öz Akcura, “Nemini kaybeden ağaçlar çıraya dönüştü ve binlerce hektar alanda ciğerlerimizi kaybettik.
Bu yıl kasım- şubat aylarında gözünün içine baktığımız kar, nihayet nisan ayında yağdı; ama bu kez de tarımsal üretimi vurdu: En basiti, muhtemelen bu yaz meyveye hasret kalacağız ya da çok pahalı diye alamayacağız.
Küresel iklim krizinin yaşandığı, özelde de ülkemizin çok ciddi kuraklık riski ile karşı karşıya kaldığı dönemde şiddetle iklim yasasına ihtiyacımız var” dedi.
“MECLİS’TE GÖRÜŞÜLEN İKLİM YASASI, O YASA DEĞİL”
TBMM’de görüşülen ‘İklim Değişikliği Yasa Taslağı’nı eleştiren Öz Akcura; “Meclis’teki yasa; başta altın olmak üzere IV. Grup madenler, termik santraller, JES’ler gibi tarım, orman ve su havzalarına düşman faaliyetler ile ilgili hiçbir cümle kurmuyor.
Bireysel ulaşım ve düzensiz kentleşmenin yol açtığı sera gazı emisyonlarından bahsetmiyor.
Karbon ayak izinin suçunu, milyonlarca yıldan beri insanlarla yan yana yaşamış hayvanlara atıyor; ama endüstriyel tarımın karbon ayak izinin baş suçlusu olduğundan söz etmiyor.
Petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle sermaye sınıfının rekabet gücünü artırmak amacıyla yapılan “biyoyakıt” üretiminin en büyük karbon ayak izi sahibi olduğundan da bahsetmiyor.
Ki, bu biyoyakıt ürünleri, hem yetiştirildiği bölgenin toprak ve su yapısını bozuyor, hem de temel besin gruplarının üretilmesi gereken yerde mısır ürettirdiği için “gıdaya ulaşım hakkı”nı da gasp ederek açlık ve fakirliğe de neden oluyor.
Meclis’te görüşülen iklim yasası; Avrupa Birliği’nin, “Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması” nedeniyle, bir çeşit “karbon vergi yükü” ile karşılaşacak sektörler için çıkarılmak isteniyor.
Tarımı, hayvancılığı, su havzalarını, ormanları; kısaca sağlıklı- sağlıksız yaşam hakkı ile gıdaya ulaşım hakkını gözetmeyen bu yasa, kamusal değil, şirketler için çıkarılmaktadır. Meşru değildir” ifadesini kullandı.
