Beyin tümörü nükseden 35 yaşındaki Mehmet Gül, tümörün konuşma merkezine yakın olması ve konuşmasına hasar verme ihtimali nedeniyle uyanık şekilde ameliyat edildi. 2 buçuk saat uyanık kaldığı ameliyat sırasında konuşup şarkılar söyleyen Gül, başarılı geçen operasyonla sağlığına kavuştu.

İşletmecilikle uğraşan 35 yaşındaki Mehmet Gül, beyninde tespit edilen portakal büyüklüğündeki tümör nedeniyle Şubat 2024’te ameliyat oldu. Tümörün nüksetmesi üzerine Gül, geçtiğimiz Aralık ayında Medicana Ataköy Hastanesi’nde ikinci kez ameliyata alındı. Tümörün konuşma merkezine yakın olması ve hastanın konuşmasına hasar vermesi riski nedeniyle doktorlar kritik bir karar vererek hastayı uyanık ameliyat etme karar aldı. 9 kişilik ekip tarafından gerçekleştirilen ve 6 saat süren ameliyatta genç adam, doktorların verdiği talimatlara uyarak sayı saydı, sohbet etti ve şarkı söyledi. Ameliyatın 2 buçuk saatinde uyanık kalan Gül, başarılı operasyon sonrası sağlığına kavuştu.

"Hastayı uyutarak yapsaydık, konuşma merkezi hasar alabilirdi"

Uzmanlar uyarıyor: "Nefes darlığı, yorulmayı yaşlılığa bağlamayın, kalp hastalığının habercisi olabilir" Uzmanlar uyarıyor: "Nefes darlığı, yorulmayı yaşlılığa bağlamayın, kalp hastalığının habercisi olabilir"

Ameliyatı gerçekleştiren Medicana Ataköy Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ömür Günaldı, hastanın konuşmasına zarar vermemek için hastanın ameliyatını uyanık yapmaya karar verdiklerini belirtti. Prof. Dr. Günaldı, "Tümörü çıkarırken hastayı konuşturmamız gerekiyordu. Bu ameliyat iki türlü yapılabiliyor. Ya ameliyatın başından sonuna kadar hastayı uyanık tutup tümörü çıkarabiliyoruz ya da ameliyatın başında hastayı uyutup, cildi, kemiği ve beyin zarını açtıktan sonra tümör rezeksiyonu aşamasında hastayı uyandırabiliyoruz. Tümörü çıkardıktan sonra tekrar uyutup kapatıyoruz. Biz bu ikinciyi tercih ettik. Çünkü o kadar uzun süre hastanın kapalı alanda durması ve yatar bir vaziyette, üstelik beyin ameliyatı esnasında bize uyum sağlayabilmesi mümkün olmayabilirdi. Hasta da çok uyumluydu. Sayı sayma, şarkı söyleme, şiir okuma, konuşma, bütün talimatlarımızı yerine getirdi. Ameliyatın sonuna kadar hastayla iletişim halinde tümörünü çıkardık" dedi.

"Bu prosedürü kısıtlı ameliyatlarda uyguluyoruz"

"Bu ameliyatların bazı riskleri de var. Hasta uyumlu olmayabilir. Hasta ameliyat esnasında panik yapabilir ya da epileptik nöbet geçirebilir" diyen Prof. Dr. Günaldı, "Beyin enteresan bir organ. Tüm vücudun duyusunu alıyor. Bütün çevresel farkındalığımızı sağlıyor fakat beyine dokunduğumuzda, beyni herhangi bir sebeple kurcaladığımızda bunu fark etmiyor. Ağrı duyusu yok, dokunma hissi yok, bunu algılayamıyor. Bu bizim için ameliyatlarda bir avantaj olarak ortaya çıkıyor. Biz de bu avantajı kısıtlı bazı endikasyonlarda kullanarak beyin tümörünü alabiliyoruz. Sadece konuşma merkezinde olan tümörlerde değil, motor alanda yani vücudun kol ve bacağı kontrol eden merkezinde de, ameliyattan sonra hasta felç olmasın herhangi bir kuvvet kaybı yaşamasın diye, bu ameliyatı rahatlıkla uygulayabiliyoruz" ifadelerini kullandı.

"Gülerek ameliyat oldum, acı hissetmedim"

Ameliyat sırasında acı hissetmediğini belirten Mehmet Gül, yaşadıklarını aktararak, "Bu, Ömür hocaya olduğum ikinci ameliyattı. İlk ameliyatta portakal büyüklüğünde bir tümör çıkarılmıştı, 6 cm, 7 cm ve 8 cm büyüklüğündeydi. Akabinde nüksetti. Şubat ayında ilk ameliyatı olmuştum Aralık ayında da ikinci ameliyatı oldum. Tümör konuşma merkezinde olduğu için ameliyatta uyanık olmak zorundaydım. İlk anestezi alarak girdim ameliyata. Akabinde cerrahi ekip ve anestezi tarafından uyandırıldım. Uyandırıldıktan sonra sayıları ve ayları saymam istendi. Daha sonra ömür hocamdan şarkı isteği vardı. Keyifli bir ameliyat geçti. Acıları fazla hissetmedim. 10 üzerinde 2 veya 3 olarak acı hissettim. Ameliyattan sonra yoğun bakıma değil direkt normal odaya alındım" dedi.

Gül, doktorunun yaptığı bilgilendirme sayesinde ameliyat sırasında çok rahat olduğunu belirterek, "Gülerek ameliyat oldum diyebilirim. Sağlık ekiplerine teşekkür ederim" diye konuştu.

"Hastayı ameliyat öncesi bu duruma alıştırdık"

Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Musa Gitmez ise ameliyat sürecini şöyle anlattı:

"Hastayı önce uyuttuk, anestezi cihazına bağladık ve derin anestezi verdik. Cerrahi ekip o ağrılı bölgeleri geçip tümörün olduğu beyin bölgesine yaklaşınca hastayı uyandırdık. Hasta anestezi etkisinden çıktı, şuuru açıldı. Hastanın konuşmasında herhangi bir değişiklik veya bozulma olursa cerrahi ekip o bölgeden uzak duracaktı. Hastayı ameliyat öncesi bu duruma alıştırdık. Dolayısıyla herhangi bir panik, endişe yaşamadan bizim sorularımızı cevapladı. Hastayı tekrar uyutup genel anestezi yaptık. Ameliyat bittikten sonra hastayı uyandırdık. Çok başarılı bir ameliyattı. Bu başarıyı anestezi ekibiyle beyin cerrahisi ekibinin ortak başarısı olarak değerlendiriyoruz" dedi.

Hastaya ameliyat boyunca uyarı verildi

Elektronörofizyoloji Uzmanı Bilge Kağan Üçoluk, ekip çalışmasının önemine vurgu yaparak, "Anestezi uzmanımızla birlikte koopere olarak, beyin haritalama sırasında yardımcı olmak için ameliyathanede bulunduk. Bu aşamada hem ekip olarak doktorumuzun hem anestezi hocalarımızın bize verdiği destekle uyarı vererek Mehmet Bey’i sürekli konuşturarak, konuşma sırasında verdiğimiz uyarılarla, konuşma esnasında duraklamalar veya saydığı sıralamalarda, tekrarlamalarda bu bölgeye yaklaştığımızı öngördük ve cerrahi ekiple birlikte tümörün total olarak çıkarılmasına yardımcı olmaya çalıştık" ifadelerini kullandı.

Kaynak: İHA