Say say bitmez. Stadyum, Otogar, İlçe yolları…. (Saymak istemiyorum artık) Şimdi Uşak’ın derdine derman olacağı söylenen ancak konunun uzmanlarıyla görüştükten sonra hiçbir işe yaramayacağına inandığım Uşak için çok önemli gösterilen ve ölü projeler mezarlığında yer alacağını düşündüğüm bir proje ile ilgili edindiğim bilgileri, Siz Sevgili Okurlarımla paylaşmak isterim.
Efendim, hepinizin bildiği gibi zaman zaman sıkıntı yaşasak ta gelecekte Uşak’ın yaşayacağı en büyük sorun su sorunu olacaktır. Bu sorunu defalarda yazdım.
Geçenlerde konunun uzmanı teknik bir arkadaşla görüştüm. Konu döndü dolaştı, Uşak’ın su sorununa geldi. Ben de ne bileyim; “Murat Dağı zirvesindeki Baybulan Deresinden ve Baltalı Göletinden Küçükler Barajına su transferi yapılırsa Uşak’ın su sorununa bir nebze çözüm olabileceğini düşündüğümü dedim.
Demez olaydım. Bir dayak yemediğim kaldı. Bakın, teknik elaman bana neler anlattı?
“Salih Ağabey sen öyle san. Hadi Baybulan dersinden takviye su işi olabilir. Ancak Baltalı Göletinden su çekip Küçükler Barajı’na su çekmek, teknik olarak mümkün olsa da hiçbir işe yaramaz ve çok pahalı bir yöntem. Bu yoldan derhal dönülmeli. Yoksa devletimizin ve milletimizin parasına yazık olur.
Neden mi? Bak anlatıyorum iyi dinle. Bir kere su takviyesi yapılacak Baltalı Göletinin kodu, Küçükler Barajından çok aşağıda. Oraya pompalarla su çekmek çok pahalı. Zaten kapasitesi bir milyon metreküp kadar. Bir kere çeksen bekle ki yeniden dolsun. Ayrıca iki mesafe arasında yaklaşık 17 kilometre kadar bir uzaklık var. Suyu tepeye taşımak çok masraflı bir iş olacak ve verimli olacağına inanmıyorum.
Tarım ve hayvancılık yapan Baltalı köyü sakinleri de mağdur olacak, ellerinden suyu gidecek. Buradan verimli bir su takviyesi olmayacağı için Uşaklının da işine yaramayacak. Bana göre ölü ve masraflı bir proje. Umarım milletin parası çarçur edilmeden bu boş sevdadan vazgeçilir.”
Adam uzman. Biliyor ki konuşuyor. Hemen atıldım. “Peki, Sorkun Göletine ne diyorsun? Orası da yılda bir milyon metreküp Uşak’ın içme suyuna takviye yapacakmış? “
Güldü ve bana şöyle seslendi. “Salih Ağabey, sen o yöredeki köyleri iyi bilirsin. Ciğerdede, Belkaya, Sorkun, Dağdemirler, Yaşamışlar… Bu köylerin doğru dürüst alt yapısı yoktur. Dokuz Sele Çayının Uşak merkeze doğru aktığı derenin içerisinde bile bir köyden fazla ev var. Bunların bütün pisliği dereye akıyor. Millete bu suyu mu içirecekler? Sorarım sana.”
Valla, arkadaşın bu inandırıcı ve dövecekmiş gibi tavrı karşında ben pes ettim.
İstiyorum ki; bu gariban milletin paraları içi boş projelerde heba edilmesin. Gerçekten işe yarasın.
Yazımın en başında dedim. “Uşak Ölü projeler kenti” oldu diye. Artık bu güzel ve talihsiz kentime veUşaklılara yarayacak projeler hayata geçirilsin.
Bütün arzum budur…