Çivril Sivaslı arasında bulunan eski adı “Bulkaz” olan şimdiki adı Gürpınar olan yerleşim alanında yaşanmış çok acı bir gerçek olayı araştırdı.Bu öykü; 17 yaşındaki güzeller güzeli talihsiz Emine, ağabeyi Kazım ve Kazım’ın nişanlısı Mehri’nin yürekleri yakan öyküsüdür.

2 Haziran 1921

Kastamonu Açıksöz Gazetesi'nin 2 Haziran 1921 tarihli nüshasında Fevzi (Çakmak) Paşa Başkanlığındaki Türkiye Büyük Millet Meclisi III. İcra Vekilleri Heyeti tarafından Anadolu Ajansı aracılığıyla yayınlanan resmi bildiri şöyle aktarılmaktadır(İbrahim Halil Tanık, I. İnönü Zaferi’nden İzmir’in İstiklâline Kadar Açıksöz Gazetesinde Batı Cephesi Haberleri, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzincan 2012, s.137) ;

Resmî Tebliğ: 1 Haziran 1337

Köyleri Yakmakta Devam Ediyorlar

Ankara 1 Haziran-Yunanlar Uşak’ın Ceberdamları  karyesini yağlı paçavra ile yakmışlar ve köy ahalisi 14 kişiyi müstesna olmak üzere kâmilen şehit etmişler.

Yunan Küçük Asya Ordusu tarafından icra edilen bu feci katliam, yöre halkının yaşanan acıları anlattığı hüzünlü bir ağıtta şöyle ifade edilmektedir;

Cabar Ağıtı

Gökpınar’a desti de goydum dolmadı

Yangın Cabar ’da eğri de fesli galmadı

Uşaklı kadının Azrail’i eşi oldu Uşaklı kadının Azrail’i eşi oldu

Gara yaşlar yeşil giyer donunu

Şeher Cabar ahrete dönmüş yönünü

Martinimin ucu da Yonan demiri,

Ağlama Cabar bu da gumandanın emiri.

Ay mı doğdu, gün mü de doğdu yayıldı,

Koturların Emine bir gurşunda bayıldı.

Şu Cabar’ın eriğine, dallerine,

Varın bakın Koturların hallerine.

Garagayam istihkam, içinde yoktur İslam,

Halt etmendi kel Yonan, Gumitler senden aslan.

Yunan Küçük Asya Ordusu'nun 1 Nisan 1921 yılında Çivril kazasını işgali etmiştir. Türk Ordusu Bulkaz Dağı eteklerinde bulunan Cabar Damlarından topçu ateşiyle Yunana Küçük Asya Ordusu'na zayihat verdirmiştir. Cabar Damları yol üzeri stratejik bir konumdadır. Yunan Küçük Asya Ordusu işgali genişleterek bir gün sonra Uşak yolu üzerindeki Cabar Damları'nı basmıştır. Yunan askerlerinin Cabar köyüne girip evleri ateşe vermesi ve gördükleri her canlıyı öldürmesi ile birlikte köy içinde bir kargaşa, bir telaş başlar. Herkes oradan oraya koşuşmakta, kızılca kıyamet bir gün yaşanmaktadır. Güzelliği dilden dile dolaşan, 17 yaşındaki Koturlar’ın Emine de telaşla evlerinin avlusuna çıkar. Bu sırada sokakta dolaşan Yunan askerleri Emine’yi görür ve alıp götürmek isterler. Emine kaçar, ancak Yunan askerleri Emine’yi yakalarlar ve sürükleyerek götürmeye çalışırlar. Emine; “Ağabey yetiş, aldırdın beni!” diye bağırır. Ağabeyi Kazım, hemen dışarı çıkar ve Yunan askerlerinin kardeşini sürükleyerek götürdüklerini görünce çılgına döner, birden geri dönüp, kapı ardında duran nacağı alıp gelir. Nacağı, Emine’yi tutan askerin kafasına indirir. Bu sırada, orada bulunan diğer Yunan askerleri, Kazım’ı ve Emine’yi şehit ederler. Olay anında oraya koşan Kazım'ın nişanlısı Mehri'de şehit düşer. Bu kara gecede, her birinin ayrı ayrı öyküsü olan 83 can şehit edilmiştir. Yaşanan bu acılar, bölge insanı ve köylüler arasında kapanması mümkün olmayan derin izler bırakmıştır.

Mezkûr mekân günümüzde Denizli ilinin Çivril ilçesine bağlı Cabar Mahallesi olmakla birlikte Bulkaz dağlarının eteğinde Çivril – Uşak karayolu üzerinde bulunmaktadır. Mezkûr zamanda Kütahya Vilayeti Uşşak Kazası Sivaslı Nahiyesine bağlıdır. Yunan Küçük Asya Ordusu’nun Cabar Damlarında yaptığı katliamı anmak amacıyla 2021 yılında bir anıt açılışı yapılmıştır. Bu anıtın bilgi levhasında katliam tarihi 2 Nisan 1921 olarak belirtilmektedir. Lakin yukarıda bulunan haberde 1 Haziran 1921 olarak zikredilmektedir.

(SALİH KILINÇ / HAZIRLAYAN)

Editör: Seher ZEYBEK