Zira bilgi paylaşınca güzel. Uşak’ın eski mahallerinden biri olan Dikilitaş’ın ismiyle ilgili çok enterasan bir hikâye buldum. Hikâyeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Başlığı görünce Dikilitaş ve şeytan taşlama arasındaki ilişkiyi anlamamış olabilirsiniz. Sanırım aşağıdaki hikâye bu bağlantıyı gözler önüne serecektir. Hikaye şöyle:
“Güre yolu üzerinde, bir tümsekte, Uşak'ın Ilıcaksubaşı diye anılan mesire yerine yakın, yarım insan boyunda, beyaz mermer bir sütun taşlanmaktadır. Taşlanma olayının özel bir günü yoktur. Bilhassa çarşamba günü Uşak'ın Pazarı olduğundan merkep üzerinde gidenler bile bu taş sütunu taşlamaktadırlar. İnanışa göre bu taşın içinde ŞEYTAN bulunmaktadır: şeytanı buradan çıkarmak için yoldan gelip geçenler bir âdet halinde bu taşı, oradan aldıkları taşlarla taşlamaktadırlar. Bunun önünde taşlar yığın yığın durmaktadır.” (Hikmet Tanyu, Türklerde Taşla İlgili İnançlar, Ankara, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yayınları, 1968, s. 159).
Öyle zannediyorum ki; hikâyeyi okuduktan sonra başlığın nedenini anlamışsınızdır. Gördüğünüz gibi yanından öylesine geçtiğimiz, belki de içinde yaşadığımız Dikilitaş’ın böyle bir hikâyesi de var ve bu inanış, kültür bizim kültürümüz. Hikâye, Dikilitaş isminin nereden geldiği ve gerçekten dikili bir taşın varlığının ne zamana kadar devam ettiği konusunda dikkatimizi celp ediyor. Sonuç olarak araştırdıkça şehrimizin zenginliğini daha fazla araştırmaya gayret ediyorum ve ulaştıkça paylaşmaya devam edeceğim.
(ALP ARSLAN DUR / UŞAK ARAŞTIRMALARI)
Salih KILINÇ /Haber