UTSO Meclis Başkanı Osman Çalıkuş, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Manisa Vali Yardımcısı S Aydın Memük, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve Manisa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Güzgülü’nün katılımıyla gerçekleşen EGEV (Ege Ekonomiyi Kalkındırma Vakfı) Ekim ayı toplantısına katıldı.
Toplantıda Gediz Havzası'da Su Kullanımı ve Kirlilik gündemi başta olmak üzere, illerle yapılacak olan işbirliği konuları görüşüldü.
Gediz Nehri’nin en büyük sorunu kirlilik
Gediz Nehri, Anadolu'dan Ege Denizi'ne dökülen Büyük Menderes Nehri'nden sonra ikinci büyük akarsudur.
İç Batı Anadolu’daki Murat, Eğrigöz ve Şaphane dağlarından inen suların birleşmesiyle oluşan Gediz Nehri, batıya doğru ilerlerken, kuzeyden Kunduzlu, Selendi, Deliiniş ve Demrek Çaylarını, güneyden ise Kula volkanik yöresinden gelen küçük dereleri sularına katar. Uşak ilinin Banaz Çayı'ndan sonra ikinci önemli akarsuyudur. Akarsuyun bazı küçük kaynakları bu ilin sınırları içindedir. Önce Kütahya il sınırları içinde akan Gediz, Uşak merkez ilçeye bağlı Emirfakı Köyü'nün kuzeyinde Uşak topraklarına girer. Irmak, merkez ilçenin Güre Bucağı'na kadar kuzey-güney yönünde akar. Bu bucağın yakınlarında batıya döner ve Salihli ilçesinin kuzeydoğusundan Gediz Ovası’na girer ve güneyden Kemalpaşa Ovası’ndan gelen Nif Çayı'nı, Manisa Merkezden gelen Kumludere deresini de alarak Foça tepelerinin güneydoğusundan İzmir Körfezi’ne dökülür. Irmağın kaynağı olan Murat Dağı'ndan Ege'de denize ulaştığı noktaya kadarki uzunluğu 401 km olup su toplama havzası ise 17.500 km²'dir. Gediz'in Uşak'taki en önemli kolu Karabol Çayı'dır.
Taşkın dönemlerinde sık sık yatak değiştiren Gediz Nehri, yaklaşık 40.000 ha'lık bir delta oluşturmuştur. Zaman içerisinde İzmir Körfezi'ndeki bazı adalar da kara ile birleşmiş ve delta ovası içerisinde kalmıştır. Gediz Deltası, 1998'de Ramsar alanı ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Nehir üzerinde Salihli ilçesi sınırları içerisinde Demirköprü Barajı inşa edilmiştir. Baraj bir yandan elektrik üretirken diğer yandan Gediz Ovasının tarımsal amaçlı sulanması için de kullanılmaktadır. Sulama hattının Gediz Ovasına dağıtımı Adala beldesinden yapılmaktadır.
Ekolojik kirlilik Gediz Deltasında yaşamı yok ediyor
Bugün için Gediz Havzasının en önemli sorunu ekolojik kirlilik olmuştur. Geçmişte, özellikle 1980'li yıllarda yoğun olarak kum ve çakıl ocaklarına ruhsat verilmiş olması, bir yandan doğal yapıyı bozarak faunayı olumsuz etkilerken diğer yandan nehrin su seviyesinin alçalmasına neden olmuş ve bu da içinden geçtiği ovanın yer altı sularını olumsuz etkilemiştir. Nehre, Demirköprü Barajına girmeden önce Uşak'ta başta dericilik olmak üzere çok sayıda sanayi tesisleri tarafından sanayi atıkları, keza Kula İlçesinde aynı şekilde her türlü atık ve Barajdan sonra da Salihli, Ahmetli gibi ilçelerin atıkları deşarj edilmektedir. Kirlilik o boyuttadır ki zaman zaman sığlaşan Nehri bırakın büyük bir su toplama havzası olan Barajda dahi özellikle rüzgarsız günlerde su üzerinde biriken pislikler, değişik renkteki kimyasal atık öbekleri, bir laboratuvar analizi değil fakat çıplak gözle dahi açıkça görülmektedir.
Nehirde yaşayan birçok canlı türü yok oldu
Kirliliğin en önemli göstergesi özellikle Barajdan sonra Nehrin faunasında meydana gelen daralmadır. Bundan yaklaşık 20 yıl önce başta levrek olmak üzere sazan, yılan balığı, kefal gibi pek çok türün yaşadığı nehirde bugün artık çok sınırlı yerlerde ancak esasen bir çamur ve pis su balığı olan yayın bulunmaktadır. Zaten Nehrin suyunun rengi ve kokusu da durumu göstermeye yetmektedir. Nehrin kolları arasında sayılan Nif Çayı da kirlilikten payını almıştır.
Gediz Nehri kanalizasyon isale hattına dönüştü
Nehir havzasının kirliliğinin engellenmesi gibi amaçlar için bir Birlik kurulmuşsa da Devlet tarafından gerekli yaptırımlar uygulanmadığından geçen 6 yılda hiçbir ilerleme sağlanamadığı belirtilmektedir. Sonuç olarak eski çağın en önemli yerleşim havzalarından olan Gediz Nehrinin bugün için kilometrelerce uzunlukta bir açık kanalizasyon isale hattına dönüştüğü ifade edilmektedir. Bu şekilde, Nehrin flora ve faunasıyla can çekişmekte ve kendisiyle birlikte içinden geçtiği, Ovayı da ölüme götürdüğü dile getirilmektedir. Bunun sorumluları olarak çevre duyarlılığı olmayan açgözlü sanayici ve işletmeler, oy kaygısıyla hareket eden yerel yönetimler ve şüphesiz merkezi idare gösterilmektedir. Eğer dikkat edilmeyip önlem alınmazsa nehir ve ova 3 yıl sonra kendini bir çöle bırakacağı vurgulanmaktadır.
(SALİH KILINÇ / HABER)