İçişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edildi. Bütçe görüşmleri sırasında söz AK parti Uşak milletvekili İsmail Güneş, Nuriş olaylarından bahsetti ve Nuriş çetsinin Uşak’ı haraca bağladığını söyledi.
Muhalefet aprtilerinin üeyleri ile zaman zaman ilginç diyologlara giren Güneş’in konuşması renkli diyaloglara sahne oldu.
İşte Güneş’in İçişleri Bakanlığının 2024 yılı bütçesi TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmanın TBMM tutanaklarına kaydolmuş şekli:
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Çok değerli Başkanım, çok değerli Bakanımız, milletvekillerimiz, Bakan Yardımcılarımız, çok değerli kurum amirlerimiz ve çalışanlarımız ve değerli basın mensuplarımız; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Özellikle, hür bir şekilde, özgür ve bağımsız bir şekilde bu ülkede yaşamamıza vesile olan başta şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm şehit ailelerimizi, gazilerimizi ve bu uğurda canla başla çalışan Emniyet güçlerimizi ve Silahlı Kuvvetlerimizi buradan selamlıyorum.
Değerli Bakanım, tabii ki bizden önceki konuşmacılar güvenlik politikaları uyguladığımız yönünde bazı söylemlerde bulundu. Ben sadece şunu hatırlatmak istiyorum: Daha önceki yıllarda, ben de 90'lı yıllarda Mardin Dargeçit'te çalıştım, ondan sonra Elâzığ'da askerliğimi ifa ettim. O dönemlerde ki Türkiye'ye baktığımız zaman gerçekten de Sivas'ın doğusundaki illerde özellikle işte Mardin'dir, Şırnak'tır, Hakkâri'dir; pek çok güneydoğu ve doğu illerinde bir yerden bir yere giderken askerî konvoyla gittiğimiz günleri hatırlıyorum. Ve özellikle gece, belli bir saatten sonra sokağa çıkılamadığı günleri biz hatırlıyoruz. Tabii ki o dönemleri hatırlayınca "O dönemlerden bu dönemlere nasıl geldik?" derseniz, işte Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki kararlı ve istikrarlı terörle mücadele sayesinde geldik. Bugün, işte, geçtiğimiz günlerde Sayın Kılıçdaroğlu da şunu ifade etti: "Benden önceki dönemde Sivas'ın ötesine geçemiyorduk." dedi ve bizim, bu, emniyet güçlerimizin, Bakanlarımızın kararlı mücadelesi, Hükûmetimizin kararlı mücadelesi neticesinde Sayın Kılıçdaroğlu da daha önce gidemediği o Hakkâri'ye, Van'a ve diğer şehirlere de gider oldu, bu önemli bir şey. "Burada ne var?" derseniz işte burada, terörle mücadele var ve bugün terörle mücadele sayesinde çok önemli kazanımlar elde edildi.
Nuriş'in adamları şehirdeki tüm esnafları haraca bağlıyordu
Diğer taraftan, tabii ki çetelerden falan bahsedildi, mafyadan bahsedildi, bilmem nelerden bahsedildi. Ben size bir hatırlatmada bulunayım arkadaşlar: Daha önce, 90'lı yılların sonuna doğru Uşak Cezaevinde Nuriş çetesi yatmaktaydı. Bu Nuriş çetesi cezaevinde yatıyordu, akşamları çıkıyordu, gidiyordu, bir gazinoda içiyordu, yiyordu, rahatına bakıyordu, gece gelip otel gibi kullanıyordu. Sadece bunlarla da kalmıyordu, Nuriş'in adamları şehirdeki tüm esnafları haraca bağlıyordu, isterseniz vermeyin. Aynı zamanda orada, cezaevinde kalan kişileri de haraca bağlıyordu ve onlardan birkaç kişiyi de öldürdüğünü biz o günlerde gördük. Gerçekten de devletin varlığını hissettirmesi, Emniyetin can güvenliğinin ne kadar önemli olduğunu, biz o günlere bakınca ne kadar yol katettiğimizi bugün gerçekten de çok iyi anlıyoruz.
Bugün, elhamdülillah hem emniyet güçlerimiz ve diğer taraftan tüm memurlarımızdaki vatandaşımıza karşı olan muamele oldukça değişmiştir. Eskiden polisimizin vatandaşlarımıza karşı davranışıyla şimdiki davranışı arasında dağlar kadar fark var. Burada ne değişmiştir arkadaşlar, kanunlar mı değişmiştir? Hayır kanunlar değişmemiştir, esas bakış değişmiştir. Burada, biz, şunu getirdik, dedik ki arkadaşlar: Devletin esas görevi nedir? Vatandaşına hizmet etmek, vatandaşının huzurunu sağlamak, güvenliği sağlamak. Bu minvalde çok önemli kazanımlar sağladık.
Soylu mafyanın yanındaymış gibi bir algı oluşturuldu
Diğer taraftan, tabii ki özellikle bizim Bakanlarımızın... Hükûmetlerimizde devamlılık vardır, tüm bakanlar bizim bakanlarımızdır ve dolayısıyla da taş üstüne taş koyandan Allah razı olsun. Şimdi, geçmiş dönemde sanki öyle bir algı yaratıldı ki bu Bakanımızdan önceki Bakanımız sanki terörle mücadele etmiyormuş gibi, eroin kaçakçılığıyla mücadele etmiyormuş gibi, uyuşturucuyla mücadele etmiyormuş gibi; sanki mafyanın yanındaymış gibi bir algı oluşturuyorsunuz, bu son derece yanlıştır. Ve pek çok uygulama, diyelim ki uyuşturucu maddeyle mücadelede o günlerde En İyi Narkotik Polisi Anne, Narkorehber, Narkonokta, Narkotır gibi pek çok uygulamalar Süleyman Soylu Bakanımız döneminde hayata geçmiştir. Onun üzerine de Sayın Bakanımız da ilaveler yapmıştır.
“Bakanla resim çektirenlere GBT’mi yaptıracaktık?”
Diğer taraftan, biz siyaset yapıyoruz diyelim ki bir yere gidiyoruz, hiç tanımadığımız insanlar yanımıza geliyor ki "Sizle resim çektirelim." Arkadaşlar GBT mi yaptıracağız biz bunlara? Önce GBT yaptıralım, sonra mı resim çektirelim diyeceğiz ve dolayısıyla da...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Arkadaş, o resimler makamında çekilmiş resimler ya.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Gelebilir kardeşim yani şey diyebilir misin...
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Ben giremem o makama ya!
CAVİT ARI (Antalya) - Senle çekilebilir de yani kimle çekildiğini biliyordur.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben neticede... Münferit olaylar olabilir, tamam, bu yönden birilerini yıpratmaya, birilerinin emeklerine halel getirmeye hiçbirimizin hakkı yoktur.
Diğer taraftan, tabii ki AFAD 2009 yılında, bizim dönemimizde tekrar yapılandırılmış. Pek çok depremler yaşadık; Van depremi olsun, İzmir depremi olsun ve gerçekten de bu çağın en büyük depremini, Maraş depremini yaşadık. Bu depremin büyüklüğü oldukça çok fazla. İşte, 11 şehrimizi, aşağı yukarı 13 milyon vatandaşımızı ilgilendiren, 800 binden fazla bağımsız binanın yıkıldığı, 50 binden fazla kardeşimizin canını kaybettiği, 100 binden fazla kardeşimizin yaralandığı bir olayı yaşadık. Buna gerçekten de müdahale etmek kolay değil. Ama geçtiğimiz dönemlerde Almanya'da bir sel felaketi oldu, Almanya'nın o kadar güçlü olmasına kadar bununla mücadelede bizim kadar etkili olmadığını gördük. Burada hatalarımız olabilir mi? Olabilir. Eksiklerimiz olabilir mi? Olabilir. Ama bu yönde emek sarf eden, çaba sarf eden arkadaşlarımızın da gayretlerini takdir etmek lazım. Yani eksiklerimiz olabilir ama...
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Soylu varken burada fazla milletvekili arkadaşlar oluyordu; bu sene yok vallahi. Tribünler dolu oluyordu Sayın Soylu buradayken.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bugün arkadaşlar, yani 6 Şubatta deprem olmuş, biz aşağı yukarı 28 Şubatta evlerimizin temelini atmışız ve dolayısıyla 200 bin konutu bu dönemde biz inşallah bitireceğiz.
CAVİT ARI (Antalya) - Niye bu Bakanımız buradayken AK PARTİ'li ve MHP'li milletvekilleri yok? Sayın Bakana karşı ayıp ediyorsunuz.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Bu tabii ki, Sayın Bakanım, Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğümüzün tekrar yapılandırılmış olması, pek çok hizmetleri buradan veriyor olmamız gerçekten de vatandaşın çok büyük işine yaramaktadır.
Diğer taraftan, 112 acil hizmetlerinin tek elde toplanmış olması da vatandaşımızı son derece memnun etmiştir diye ben düşünüyorum.
Diğer bir konu da bu, tabii ki, vatandaşlarımızın e-devletten çeşitli bilgilere kolay sürede ulaşabiliyor olmuş olması büyük bir kolaylık diye düşünüyorum.
CAVİT ARI (Antalya) - İsmail Bey, onlar artık teknolojinin gelişmesiyle alakalı olan şeyler, dünyada teknoloji gelişti.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi, teknolojinin gelişmesi... Kardeşim, teknoloji gelişiyor da...
Ben, size şunu söyleyeyim, mesela, diyelim ki...
CAVİT ARI (Antalya) - Teknoloji geliştikçe bunlar olacak; gayet normal şeyler.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam, bize öyle de o fakat size öyle değil.
Bugün arkadaşlar, diyelim ki işte, bu afetleri önleme anlamında, kentsel dönüşümü sağlama anlamında hem Hükûmetimiz geçen hafta Genel Kuruldan bir kanun çıkardı -dün çıktı- bu neticede hem Hükûmetimizi bağlıyor hem de belediyelerimizi bağlıyor. O zaman sormak lazım: Diyelim ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi şimdiye kadar depreme dayanıksız binaların dönüşümüyle ilgili verdiği vaatlerden kaçını yaptı arkadaşlar? Bu bize gelince var, size gelince yok.
CAVİT ARI (Antalya) - Siz İstanbul'da kaç tane toplanma merkezine AVM yaptınız, kaç tane rezidans diktiniz? Toplanma merkezi bırakmadınız İstanbul'da.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Biz toplanma merkezini de yapıyoruz.
Dolayısıyla arkadaşlar, neticede şu var arkadaşlar...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Antalya ve Uşak, İstanbul'u konuşuyorsunuz.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Neticede şu var arkadaşlar: Biz diyelim ki "Ülkemizi acil afetlere karşı nasıl dirençli hâle getirebiliriz?" bunu yapıyoruz.
CAVİT ARI (Antalya) - Her tarafa AVM diktiniz, toplanma merkezi kalmadı İstanbul'da. İktidar gücüyle yaptınız bunların hepsini.
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan da emniyet güçlerimizle güvenliği sağlıyoruz.
Bir konuşmacımız da şunu ifade etti: "Ya, kardeşim, siz Türkiye'nin içine bakın. Ya, sizin Türkiye'nin sınırları dışında ne işiniz var, oralarla niye ilgileniyorsunuz?" dedi. O zaman sormak lazım: Ya, bilmem kaç bin kilometre uzaktan gelip de Amerika'nın buraya bu kadar silahı getirmesinde ne işi var arkadaşlar? Onu konuşmak lazım esas.
MEHMET RÜŞTÜ TİRYAKİ (Batman) - Yani aynı şeyi mi yapıyorsunuz? "Amerika ne yapıyorsa biz de aynı şeyi yapıyoruz." öyle mi?
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hayır, hayır. Dolayısıyla...
BAŞKAN MEHMET MUŞ - Değerli arkadaşlar...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi bakın, arkadaşlar, biz ülkemizin geleceğini düşünmek zorundayız. Ülkenin güvenliği sadece bu sınırlar içinde değildir arkadaşlar, ileriye dönük tehdit olabilecek tehditleri algılayıp ona karşı önlem almakta bizim görevimiz. Dolayısıyla bizim terörle mücadelemizin her geçen gün artması, diyelim ki yurt dışında etkimizin artması bazılarını rahatsız edebilir arkadaşlar. Bu bizi ilgilendirmez. Bu rahatsız olanlarla beraber rahatsız olanlar da olabilir, bu da bizi ilgilendirmez arkadaşlar.
(SALİH KILINÇ / HABER)