İşte Halim Hoca’dan tarihe ışık tutan bir araştırma:
Bayramlar coşkuyla kutlanmalı, bayramlarda mazeret üretilmemeli, bayramlarda tasarruf olmaz. Uşaklı gazeteci Celal Kağnıcıoğlu'nun 75 yıl önce, 29 ekim 1949 tarihli anlamlı yazısı
Yarın Cumhuriyetimizin ilanının 101. Yıldönümü, bu vesile ile Uşak'ımızda eski tarihlerde kutlanan Cumhuriyet bayramlarıyla ilgili koleksiyonumdaki tarihi gazete, dergi ve fotoğraflara baktım. Cumhuriyetimizin 26. Yıl kutlamalarıyla ilgili Uşak'ta basılan, Kütahya ve Eskişehir'de de dağıtılan Halk Yolu isimli (bu gazete daha sonra Uşak postası adıyla devam etmiş) gazeteyi inceledim. Buradaki anlamlı yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Cumhuriyet bayramları ve diğer bayramlar 1949 yılına kadar coşkuyla kutlanmış, 1949'dan itibaren tek parti dönemi bitmeye yüz tutmuş, demokrasi geliyor edasıyla bir gevşeme dönemine girilmiş, bu havayla 7 ay sonra 1950 yılı mayıs ayında Demokrat Parti iktidara gelmiş. 1949 yılı Cumhuriyet bayram kutlamalarıyla ilgili zamanın hükümeti bir tamim yayınlayarak, bayramda sadece askeri birliklerin olduğu yerlerde geçit töreni yapılacağını, diğer yerlerde mülki erkanın makamında kutlama kabul edilerek, bayram kutlanmış olacak denilmiş.
Yani halkın katılımıyla bayram törenleri, fener alayları, balolar vs. olmayacak denilmiş, bunun gerekçesi de tasarruf tedbirleriymiş. Buna Uşak'ta basılan Halkın Yolu Gazetesinin sahibi ve baş yazarı Celal Kağnıcıoğlu gazetenin 2. sayfasında bunlarda mı demokrasi icabı diye itiraz etmiş, yazısında " Evet çok yazık... Türküm diyen her ferdin senede bir gün hürriyet ve istiklaline sahip olduğu günü hatırlayıp, Milli duygularının verdiği zevk ve neşe içinde yaşaması çok mu görüldü?... Muazzez duyguyu zamanla uyutmak ve unutturmak damı Demokrasi icabı dersiniz?..." diye yapılanı eleştirmiş, bu kısa yazısıyla o günü de, bugünü de ışık tutmuş! Nedense o günden beri bazı yöneticilerimiz, milli bayramlar geldiğinde bunu coşkuyla, halkın katılımıyla kutlamak yerine, mazeretler üreterek, mümkünse bayramları geçiştirmek istediler. Zaten köylerimizde yıllar önce okullar kapatıldığından beri köyler milli bayramlara hasret kaldılar, şehirlerde de bayramlar büyük stadyumlardan alınarak, anıt önlerindeki çelenk sunumları ve birkaç kısa konuşmaya dönüştürüldü.
Son yıllarda, örneğin geçen yıl İsrail Gazze'ye saldırdı diye bayram kutlaması yapılmadı, bu yıl da bayramdan bir hafta önce Ankara'da hain terör saldırısı oldu diye Cumhuriyet bayramı kutlanmasın isteniyor. Bu durum tam da düşmanların, terör odaklarının istediği şey, bu kapı açılırsa her bayram öncesi bir gerekçe çıkar, artık bu millet milli bayramları da, dini bayramları da kutlayamaz olur. Bu durum sosyal çözülmeyi getirir, toplum millet olmaktan çıkar, kederde, tasada ve kıvançta birlik, beraberlik olmaz. Uşaklı gazetecimiz merhum Celal Kağnıcıoğlu'nun 75 yıl öncesinde dediği gibi başta Cumhuriyet bayramımız olmak üzere tüm milli ve dini bayramlarımız coşkuyla kutlanmalı, bayramlar için mazeretler üretilmemeli. Bu vesileyle Cumhuriyetimizi ve Cumhuriyet bayramını bizlere hediye eden baş kahramanımız Mustafa Kemal Atatürk'e, diğer kahramanlarımıza, şehit ve gazilerimize, 75 yıl önce bu anlamlı yazıyı yazan Uşak'lı gazeteci merhum Celal Kağnıcıoğlu'na saygı ve rahmetle anıyorum, Hepsine Allah rahmet etsin, mekanları cennet olsun. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!