TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Milli Eğitim Bakanlığı 2025 Yılı Bütçesi görüşürken, Bakan Yusuf Tekin’e oldukça sert sözlerle yüklenerek, Tekin’in yüzüne koltukta oturmayı hak etmediğini söyledi.
“O koltukta oturmayı hak etmiyorsunuz”
Karaoba; “Sayın Bakan, kurucu önderimiz ve liderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün "Cumhurbaşkanı olmasaydım Millî Eğitim Bakanı olmak isterdim." dediği bir koltukta oturuyorsunuz. Ancak Sayın Bakan, bir buçuk yıldır yürüttüğünüz tüm faaliyetler, attığınız adımlar ve projeler göstermiştir ki o koltukta oturmayı hak etmiyorsunuz.
Arkadaşlar, bir kurum düşünün, ülkedeki en önemli sınavları yapsın, yüzlerce çalışanı olsun ve toplumda TÜİK'le birlikte vatandaşın en az güvendiği, en çok sorgulandığı kurum olsun; adı da ÖSYM olsun.
ÖSYM'nin yakın zamandaki maceralarına bakarsak, bu yıl yapılan LGS sınavında 1 soruyu iptal ederek yeniden puan hesaplaması yapıp yeniden ek tercihlerde ciddi haksızlıklara sebep olmuş ve kişiler mahkeme yoluna başvurmuştur” dedi.
“KPSS değerlendirmeleri adil değil”
Karaoba sözlerine şöyle devam etti: “KPSS'de geçen hafta 4 tane soru mahkeme kararıyla iptal oldu. ÖSYM'de böyle bir ortamda adil bir ölçme değerlendirmeyi nasıl yapacaksınız, bilemiyorum. Üstüne üstlük yapmayı beceremediğiniz sınavların ücretleri de inanılmaz pahalı; devletten 2 bin TL kredi alan bir üniversite son sınıf öğrencisi YDS, ALES, KPSS'ye girerse verdiğiniz kredi yetmiyor; ya, el insaf diyorum!
YÖK'e bakalım, üniversitelerimize bakalım; bakın, Uşak Üniversitesindeki sorunlar, liyakatsiz atamalar, kadro kriterleri, öğrencilere yapılan haksızlıklar, haksız dekan atamalarını saymaya kalksak bütün konuşmayı alır. Yıllardır hak ettikleri kadroları bekleyen bilim insanlarımıza -doçentlikleri ve profesörlükleri geldikleri hâlde- yeni atama kriterleri getirilerek aynı yerde saydırılmaktadır.
“Dünya Şampiyonu Uşak Üniversitesi’ne giremiyor”
Yine, Türkiye'de sadece 2 tane üniversite başarılı sporcularımızı mülakatla almamakta, bunlardan bir tanesi de Uşak Üniversitesidir. Mesela, bizim dünya ikincisi olan karate şampiyonu bir çocuğumuz var, mülakatla giremiyor ama Uşak'taki çocuklarımıza çok iyi örnek olabilir, bunun yeniden değerlendirmesini istiyoruz. Bizler milletin vekiliyiz, YÖK'ten randevu isteyenlere mutlaka randevu verilmesi gerekmektedir çünkü şehirlerimizin sorunlarını anlatmaya çalışıyoruz.
İkinci bir konu, TÜBİTAK Fen Lisesiyle ilgili büyük sorunlar var. İyi bir fikirle kurulmuş, sadece ilk bine giren çocuklar buraya alınıyor ama öğretmenlerin yeterliliği, yabancı dil puanları ya da belgeleri, kendi alanlarındaki başarıları, mezun oldukları yerleri, bunları biz birkaç defa sorduk ama bize bir geri dönüş yok. Böyle önemli okula torpilli öğretmen ve yönetici atarsanız, yakında ilk bine giren çocuklar burayı tercih etmez.
“Çocuklarımıza bir öğün yemek veremiyorsunuz”
Sonuç olarak, bakın, çocuklarımıza bir öğün yemek veremiyorsunuz, okullarımızı temizleyemiyorsunuz, sınavları tam anlamıyla yapmayı beceremiyorsunuz; liyakati unuttunuz, mülakatla gençlerimizin geleceğini çalıyorsunuz, haksızlık yapıyorsunuz; öğrencilerimizin başarısını hiçbir konuda artıramıyorsunuz. Bakın, AYT matematikte 40 sorudan ortalama 5,5; AYT fen bilimlerinde, fizikte 14 sorudan 2,2; kimyada 13 sorudan 1,4; biyolojide 13 sorudan 2,3 ortalama yapılıyor. Bakın, 1 milyona yakın atanamayan, atamadığınız öğretmen adayımız var, yeni atanacakların da yeni getirdiğiniz kanunla diplomalarına göz dikiyorsunuz. Yabancı dil eğitimini hiç veremiyorsunuz.
“Tarihteki en büyük taraflı sendikacılık sizin döneminizde”
Eğer EĞİTİM-BİR-SEN üyesiyseniz, dava bile açılsa istediği okula tercih yaptırabiliyorsunuz, diğer sendikalarda olursa en ücra yerlere sürmekte maharette üstünüze yok. Çalışan öğretmenlerimizi ek iş yapmak zorunda bırakıyorsunuz; özlük haklarını geliştirmek, olanaklarını artırmayı hiç düşünmüyorsunuz. Öğretmenleri; başöğretmen, uzman öğretmen vesaire diye ayırarak öğretmenlerin arasında ayırım yapıyorsunuz. Okulları tamir edemiyorsunuz, deprem bölgesinde verdiğiniz hiçbir sözü tutmuyorsunuz.
“Muhalefet olarak size sıfır veririz”
Yani, emin olun, siz o koltukta niye oturuyorsunuz, ben anlamış değilim! Ara dönemde not versek muhalefet olarak, emin olun size sıfır veririz, yılın sonunda da sınıfı geçemezsiniz!
Bütçe desek, bu bütçe geçen yıla göre, TÜİK enflasyon oranlarına göre bir artırım bile yapmadı. Bütçenizin yüzde 80'i personel gideri, yüzde 20'siyle hangi birini yapacaksınız? "Mülakat kaldırılacak." diye seçim meydanlarında bas bas bağırdınız, Cumhurbaşkanı söz verdi, bunların hiçbirini yapmadınız. Zaten sizin derdiniz; öğrenciler, öğretmenler, veliler, akademisyenler değil; laik, demokratik, Atatürkçü bir eğitim hiç değil; tek derdiniz var, Cumhurbaşkanına, cemaatlere şirin görünmek.
Herhangi bir Avrupa ülkesinde olsanız, emin olun, o koltukta oturamazsınız. Bizleri dinlememeye devam edin ama 31 Martta bu halk size bir cevap verdi ve söyledi. Şirin görünmeye çalıştığınız hepinizle birlikte ilk seçimde emin olun sizi tarihe göndereceğiz. Teşekkür ediyorum.”
