Roma'nın ilk imparatoru Augustus tarafından kurulan Uşak'taki Sebaste Antik Kenti'nde, Orta Bizans Dönemi'ne ait 9 mezar tespit edildi. Sivaslı ilçesi Selçikler beldesinde yer alan Sebaste Antik Kenti'nde 44 yıl aranın ardından 2022'de yeniden başlayan kazı çalışmaları sürüyor. Uşak Arkeoloji Müzesinin başkanlığında yürütülen çalışmalarda; Uşak Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Emre Taştemür ve Doç. Dr. Münteha Dinç de yer alıyor.

Sebaste Kazi

Roma İmparatorluğunun Anadolu'daki en önemli kentleri arasında gösterilen dönemin piskoposluk merkezi Sebaste'de bu yıl kazılar, "büyük kilise" olarak adlandırılan bölgede yoğunlaştı. Ağustos'ta başlayan çalışmalarda "büyük kilise"nin kuzey bölgesinde çoğunluğu bebek ve çocuklara ait 9 mezara ulaşıldı.

Doç. Dr. Emre Taştemür

Doç. Dr. Emre Taştemür, 2022'deki kazılara çevre temizliğiyle başladıklarını, geçen yıl ise alınan harç örnekleri doğrultusunda restorasyon ve konservasyon çalışmaları yürüttüklerini söyledi.

Uşak’ta 22 Kasım Cuma akaryakıt fiyatları Uşak’ta 22 Kasım Cuma akaryakıt fiyatları

"Büyük kilise" olarak bilinen alanın "kuzey nef" (kilisenin içindeki bir alan) bölgesinde yoğun çalışma yürüttüklerini aktaran Taştemür, "Bunun nedeni de buranın Roma hamamının temelleri korunarak yapıldığı düşünülüyordu. Biz bunu kanıtlamak için o bölgede kazıya başladık. Fakat kuzey bölgesinde özellikle Orta Bizans'ın son dönemine ait olduğunu değerlendirdiğimiz 9 mezarla karşılaştık. Mezarlar, milattan sonra 9. ve 13. yüzyıl başları arasında tarihlendirildi. Bu mezarların çoğu bebek ve çocuk mezarlarıydı." diye konuştu.

Sebaste Mezar

"İki farklı mezar tipi karşımıza çıktı"

Mezar gruplarında iki farklı tipolojiyle karşılaştıklarını dile getiren Taştemür, bunlardan birinin çatı şeklinde yapılan tuğla mezarlar olduğunu vurguladı.

Tuğla mezarlarda gömünün basit şekilde yapıldığını anlatan Taştemür, şunları anlattı: "Diğeri ise taş örgüyle yapılan bir mezar tipolojisi. Mezarların Orta Bizans'ın son dönemine ait olduğunu ise şuradan anlıyoruz. Zeminin yaklaşık yarım metre üzerindeki bir dolgudan bunlar çıkıyor. Yani kilise zemininin yaklaşık yarım metre üzerindeki dolgudan. Büyük ihtimalle kiliselerin önemini yitirdikleri bir periyot içerisinde bunlar gömülmüş. Mezarların çoğunluğunun çocuk ve bebeklere ait olmasıyla ilgili çalışmalar sürüyor. İlerleyen periyotlarda bunların ölüm nedenleri, kaç yaşlarında öldükleri ve buraya neden gömüldüklerine ilişkin daha önemli bilgilere ulaşacağız. Ancak bu yıl enteresan bir şekilde yoğun bir mezar ve gömüyle birlikte kuzey nefinin olduğu yerde bunlarla karşılaşmaya başladık. Tıpkı Niğde'deki Konstantin ve Helena kiliselerinde olduğu gibi burada da büyük ihtimalle kiliselerin çevresinde çok sayıda mezarla karşılaşacağız gibi gözüküyor."

Kazılarda kolye uçları ve cam bileziklerin bulunduğunu anımsatan Taştemür, mezarların da Hz. İsa'nın doğudan gelip bütün ölüleri dirilteceği felsefesine uygun bir şekilde doğu batı şeklinde uzandığını kaydetti.

Taştemür, kazı çalışmalarına destek veren başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere Uşak Valiliği İl Özel İdaresine, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğüne, Sivaslı ve Selçikler belediyelerine teşekkür etti.

Kaynak: AA