Her yüz çocuktan üçünde görülen ve omurganın sağa ya da sola doğru eğriliği olarak tanımlanan skolyoz, ülkemizde son yıllarda tıp dünyasındaki yeni gelişmeler ve hekimlerin tecrübeleriyle hayatı karartmaktan çıkıyor. Sıklığı ve tüm yaşamı etkilemesi nedeniyle toplumun dikkatini bu hastalığa çekmek üzere Haziran Ayı, Skolyoz Farkındalık Ayı olarak kutlanıyor.

Skolyoz Farkındalık Ayı’na özel etkinlikler düzenleyen Acıbadem Sağlık Grubu, 11’inci etkinliğinde skolyoz savaşçıları ve ailelerini konuk etti. Hastalara bu süreçte yalnız olmadıklarını, skolyoz tedavisinde erken teşhis ile düzenli tedavinin önemini ve tıbbi yeni gelişmeleri aktarmak üzere yapılan söyleşinin moderatörü sanatçı Özge Borak oldu. Acıbadem Maslak Hastanesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte; skolyozla mücadelede başarı öykülerine imza atan gençler, aileleri ve hekimleri bir araya gelerek kendi deneyimlerini paylaştılar. Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi Ortopedi ve Travmatoloji uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Alanay skolyoz tedavisinde yaşanan en yeni gelişmeleri aktarırken, Doç. Dr. Çağlar Yılgör de korse tedavisi hakkında bilgiler verdi.

Ergenlik döneminde skolyozla tanışan ve eğrilen omurgalarına karşı mücadele eden gençler, ameliyatla ya da korse ile başarıyla tedavi olup, zorlu sürecin üstesinden gelmeyi başardılar. Şimdi, skolyoz savaşçılarının kimi spor, kimi sanat, kimi de akademik başarılarıyla dikkat çekiyorlar. Ancak onlar bir yandan da skolyozla yeni tanışan gençlere yol gösterebilmek adına akranlarına seslenmek ve deneyimlerini paylaşmak için bir araya geldiler. Bu yıl 11’incisi gerçekleştirilen Skolyoz Farkındalık Etkinliği’nde skolyoz savaşçıları, aileleri ve uzmanlar, sanatçı Özge Borak’ın moderatörlüğünde skolyozla yaşamın görünen ve görünmeyen yönlerini tüm içtenlikleriyle paylaştılar.

Özge Borak: “Çeken bilir dertleri”

Söyleşinin moderatörlüğünü yapan, ekranların sevilen yüzü, sanatçı Özge Borak günümüzde her 100 çocuktan 3’ünün kapısını çalan skolyoza karşı toplumsal farkındalığı artırmayı hedefledikleri etkinlikte, meşhur ‘Çeken bilir dertleri’ sözüne atıfta bulunarak şöyle konuştu: “Bu etkinliğin moderatörlüğünü bana önerdiklerinde sevindim. Bu hastalığı daha detaylı öğrenebileceğimi, sizler gibi kahramanlarla tanışabileceğimi düşündüm. Daha önemlisi, farkındalıkla topluma katkı sağlama fırsatım olur dedim ve çok heyecanlandım, hemen kabul ettim” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ahmet Alanay: “Erken teşhis kritik öneme sahip”

Türkiye’de, toplumda skolyoz farkındalığı etkinliklerinin mimarlarından Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay, skolyozda en yeni tedavi yöntemlerini anlattığı konuşmasında; son yıllarda ülkemizde gerek teknoloji ve tıptaki hızlı ilerlemeler gerekse hekimlerin tecrübeleri sayesinde skolyozun kader olmaktan çıktığını vurguladı. Tedavide erken teşhisin kritik rol oynadığını belirten Prof. Dr. Alanay “Skolyozla mücadelede ilk adımı, ebeveynlerin farkındalığı oluşturuyor. Skolyoza karşı bilinçli ailelerin; çocuklarının duruşları ve omurga yapısını gözlemlemeleri sayesinde herhangi bir eğrilik durumunda hekime başvurmaları, erken teşhisi mümkün kılıyor. Erken teşhis ise tedavi modellerinin belirlenmesi ve sürecin kolay bir şekilde üstesinden gelinmesinde kritik rol oynuyor” diye konuştu.

Doç. Dr. Çağlar Yılgör: “Korse tedavisi başarılı sonuç veriyor”

Son yıllarda kişiye özel korse yapımı konusundaki gelişmelerin, bazı skolyoz hastalarında ameliyata gerek bırakmadan tedaviyi mümkün kıldığını vurgulayan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlar Yılgör, korse tedavileri hakkında şunları söyledi: “Skolyoz tedavisinin başarısında aile, doktor, fizyoterapist ve ortotist işbirliği son derece önem taşıyor. Düzenli korse ve egzersiz ile uygun hastalarda skolyoz artık ameliyata gerek kalmadan da tedavi edilebiliyor. Yapılan çalışmalar; çocukluk eğriliklerinde uygun hastada, uygun korsenin kurallara uygun takılması ve gerekli süre boyunca egzersizle de desteklenmesi durumunda eğriliğin tedavisinde çok ciddi başarılar sağlanabildiğini hatta skolyozun tamamen tedavi edildiğini gösteriyor. Bu nedenle belirli bir süre, kurallara uygun şekilde korse takarak skolyozdan kurtulabileceğinin, çocuğa çok iyi açıklanması gerekiyor.”

"Korseyi diş teli olarak görüyorum"

Milli jimnastikçi Demi Defne Barouh 8 yaşında iken skolyozla tanıştı. Jimnastik antrenörünün ailesine ‘Demi’de skolyoz başlangıcı olabilir, doktora götürmenizde fayda var’ uyarısı üzerine doktora gittiklerinde 8 derece eğriliği olduğu anlaşılmış ancak takip edilmesi önerilmiş. Ertesi yıl ise skolyoz ilerleyince Prof. Dr. Ahmet Alanay’a başvurmuşlar. Skolyozunun derecesinin birer yıl arayla hızla önce 15’e, sonra 29’a yükselmesi üzerine korse tedavisine başladıklarını belirten Demi “ Ahmet hocamız korsenin sağlığım için zorunlu olduğunu söyleyince ben de korseyi ‘diş teli’ olarak görüp çok disiplinli bir şekilde taktım. Günde 18 saat korse takıyordum ve sadece banyo yaparken, uyurken ve antrenman yaparken çıkarıyordum. Skolyozum 3 yaşında başladığım jimnastiğimi, antrenmanlarımı hiç etkilemedi ve 11 yıldır profesyonel olarak jimnastiğe devam ediyorum. Günde 4 saat, haftada 6 gün antrenman yapıyorum. Bu senenin başında Çağlar hoca artık sadece geceleri korse takmamın yeterli geleceğini söyledi. Yaz sonu kontrollerim var ve doktorlarımla ailemin sayesinde sanırım skolyozdan mezun olmayı başaracağım" dedi.

"Çok sevdiğim karateyi asla bırakmadım"

7 yaşından beri profesyonel olarak karate yapan Melike İrem Gökçe, skolyozun yol açtığı pek çok zorluğa rağmen eğitimini ve çok sevdiği karateyi asla bırakmadığını söyledi. Geçtiğimiz aylarda Balkan Şampiyonası’nda 2. olan 17 yaşındaki Gökçe, skolyozla tanışmasını şöyle anlattı: “9 yaşındayken annem bir omuzumun diğerine göre daha yüksek olduğunu fark etti. Ancak çok zayıf bir çocuk olduğum için önce “zayıflıktandır” diye düşünüldü. Ailemin rutin olarak beni götürdüğü çocuk doktorum omurgamda bir sıkıntı olduğunu düşünerek bizi ortopediye sevk edince skolyozla tanışmış oldum. 36 derece skolyoz teşhisi konulunca korse ve egzersiz tedavisine başladık. Ancak boyum uzamaya devam ettiği için skolyoz derecem 48’e yükselince ailemin beni götürdüğü üç hekim de ameliyat önerdi. Ama çok sevdiğim karateyi bırakmam gerekeceği için ameliyat olmak istemedim. 2020 Ocak ayından beri korse tedavisi ile schroth egzersizi sayesinde skolyoz derecem 28’e geriledi. 9 yaşından beri korseyle yaşadığım için artık onu arkadaşım olarak görüyorum. Bir yandan profesyonel olarak karateyi devam ederken, bir yandan da üniversite sınavlarına hazırlanıyorum. Hukuk okumayı çok istiyorum.”

Antreman dışındaki tüm saatlerde korse takıyor

Anne Derya Gökçe de kızının antrenman dışındaki tüm saatlerde korse kullandığını belirterek “Kızım halen gayet sağlıklı bir spor ve eğitim hayatı yaşıyor. Skolyozu ilk öğrendiğinde ‘herkesin vücudunda bir eğrilik var, benim de sırtımda olsun bir şey olmaz’ diyerek çok soğukkanlı karşılamıştı bu hastalığı ve tedavisine çok disiplinli devam etmişti. Şimdi artık sadece geceleri korse takması yeterli oluyor” dedi.

“3 yaşındayken yüzme hocam fark etti”

Beyin ölümü gerçekleşen 19 yaşındaki Fatma’nın organları 4 hastaya umut oldu Beyin ölümü gerçekleşen 19 yaşındaki Fatma’nın organları 4 hastaya umut oldu

Lisede okuyan Doruk’un vücudundaki deformasyonu ilk kez henüz 3 yaşındayken yüzme öğretmeni fark etmiş. Anne Özgü Bayrak “Oğlum balıklama dalmak için öne doğru eğildiğinde yüzme hocası sağ ve sol omzu arasındaki asimetriyi fark etmiş. Bize ‘skolyoza yatkınlığı olabilir, hep takip edin’ demişti. Hocanın uyarısının ardından Doruk’u düzenli olarak muayene ettirdik. 2021 yılında Doruk LGS sınavına girmeden yaklaşık iki ay önce skolyozu fark ettik. Ancak Doruk için LGS sınavı çok önemliydi. Dolayısıyla skolyozu biraz ötelemek durumunda kaldık. Sınav bitince başvurduğumuz Çağlar hoca Doruk’ta 33 derecelik skolyoz teşhis etti; korse tedavisine ve schroth egzersizlerine başladık. 6 ayda eğrilik 22 dereceye indiğini görünce çok mutlu olduk.” diyor.

“Korseyi bırakıp, doktor önlüğü giyeceğim"

17 yaşındaki Doruk da, korse takma konusunda çok disiplinli olduğunu, bunu eğlenceli hale getirdiğini ve artık tedavi sürecinin sonuna geldiğini belirterek şöyle konuştu: “İlk yıl korsemi günde sadece bir saatlik ara vererek takıyordum. Çağlar hocamız ‘yazın madem çok yüzüyorsun, o dönemler sadece gece takman yeterli olacaktır’ diyerek aralar veriyordu, çünkü sıcakta korse takmak çok zor, aşırı terletiyor. Ama hocamın ve ailemin desteğiyle artık sonuna geldim, korseyi de sadece geceleri takmam yeterli oluyor. Şu anda fen lisesi 11. Sınıf öğrencisiyim ve doktor olmak istiyorum. Çağlar hocama da ‘bu korseyi çıkarıp bir gün karşınıza önlük giyip geleceğim’ dedim ve bunu başaracağıma inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha