Düzenli spor yapmak, genel vücut sağlığı açısından sayısız fayda sağlıyor. Ancak 35 yaş üstü kişiler, genellikle kalp damar hastalıklarına bağlı olarak, daha genç yaştakiler ise doğumsal ya da genetik kalp sorunları nedeniyle ani kardiyak tehlikelerle karşılaşabiliyor. Doç. Dr. Hale Ünal Aksu, “Spor yapan veya yoğun egzersize başlamayı düşünen kişilerin, öncesinde kardiyoloji kontrolünden geçmesi, muhtemel tehlikeleri ekarte etmek için önemlidir. Bu değerlendirmenin amacı, sporla oluşabilecek ani kardiyak ölüm ve diğer muhtemel kardiyovasküler riskleri azaltmaktır” dedi.
Egzersiz ve spor, sağlıklı bir yaşamın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Spor yapmanın; kan şekeri ve kan basıncını düzenlemesi, insülin direncini azaltması ve lipidler üzerindeki olumlu etkileri ile kalp damar sağlığı açısından pek çok faydası bulunuyor. Ancak altta yatan birtakım hastalıklara bağlı olarak ölümcül sonuçlar da meydana gelebiliyor. Sporcularda ani ölümlerin büyük kısmı, kardiyovasküler nedenlere bağlı olarak gerçekleşiyor. Koroner anomaliler, hipertrofik kardiyomiyopati, kalp damar hastalıkları, aritmojenik sağ ventrikül displazisi ve kanalopatilerin ani sporcu ölümlerine yol açabildiğini belirten Medicana Ataköy Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Hale Ünal Aksu, sporcularda kalp sağlığıyla ilgili açıklamalarda bulundu:
“35 yaş üstü sporcularda genelde spor sırasındaki kardiyak olaylar, kalp damar hastalığına bağlı iken, daha gençlerde ise doğumsal ya da genetik kalp hastalıkları ön plana çıkmaktadır. Bu yüzden gerek profesyonel sporcularda, gerekse aktif spora başlayacak bireylerde, spor öncesi ve sonrasında belirli aralıklarla kardiyolojik değerlendirme yapmak, muhtemel kardiyovasküler olayların gelişimini engellemek için büyük önem taşıyor.”
“Uzun süre spor yapan kişilerin kalbinde değişiklikler olabilir”
Sporcularda gizli kardiyovasküler hastalıkların tespiti ve bu kişilerin yarışmalı sporlardan men edilmesinin ani ölüm riskinin azaltılması açısından çok önemli olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Hale Ünal Aksu, “Uzun zamandır profesyonel spor yapan ya da düzenli antrenman yapan bireylerin kalbinde spora uyum sonucunda bazı değişiklikler meydana gelir. Egzersizin çeşidine ve yoğunluğuna bağlı olarak kalp duvarlarında kalınlaşma, bazı kalp boşluklarında genişleme, birtakım EKG değişiklikleri gibi dolayısıyla sporcu kalbinin bu bulgulara aşina hekimler tarafından değerlendirilmesi ve gereksiz yere müsabakalardan men edilmemesi de büyük önem taşır” diye konuştu.
Sporcuları ya da spora başlayacak kişileri değerlendirirken bütüncül yaklaşım gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Hale Ünal Aksu şöyle devam etti: “Öncelikle iyi bir anamnez (hastanın hikayesi) alınmalı, altta yatan hastalıkları, varsa şikâyetleri (göğüs ağrısı, nefes darlığı, çarpıntı, bayılma gibi) sorgulanmalı, ailede ani ölüm ya da erken yaşta başlayan kalp damar hastalıkları, kalp yetersizliği, kalp pili öyküsü mutlaka irdelenmelidir. Sonrasında iyi bir fiziki muayene, kan basıncı ölçümü, üfürüm varlığı bakılmalı, EKG değerlendirilmeli ve ekokardiyografi ile kalp değerlendirmesi yapılmalıdır. EKG yorumlanırken ve ekokardiyografik değerlendirmede sporcu kalbinde spora uyumla ilgili görülen değişiklikler ile patolojik olanların ayırt edilmesi gerekir. Sonrasında gerek görüldüğü takdirde efor testi, koroner BT anjiyo ya da kardiyak MRI, ritim holter, loop recorder, elektrofizyolojik çalışma gibi daha ileri tetkikler yapılabilir.”
Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Doç. Dr. Hale Ünal Aksu, ani kardiyak ölüm riskinin azaltılabilmesi için yoğun egzersiz programına başlamayı düşünen herkesin kardiyoloji kontrolünden geçmesi gerektiğini vurguladı: “Aktif spor öncesi kardiyoloji kontrolünden geçmeniz muhtemel tehlikeleri ekarte etmek için önemlidir. Bu değerlendirmenin amacı, sporla oluşabilecek ani kardiyak ölüm ve diğer muhtemel kardiyovasküler olaylar ile ilişkili rahatsızlıkları tespit etmek ve kardiyovasküler riski azaltmaktır.”