Türk Radyoloji Derneği (TRD) tarafından düzenlenen 44. Ulusal Radyoloji Kongresi-TÜRKRAD 2023, 21-25 Kasım tarihleri arasında Serik ilçesi Belek’teki bir otelde gerçekleştirildi.
Bu yıl ana konusu “Tuzaklar ve İpuçları” ve yan konusu “Radyolojide Yenilikler” olarak belirlenen kongrenin bilimsel programında; radyolojinin her alt dalını içeren oturumların yanı sıra, görüntülemedeki yeni teknolojilere ait sunumlar, önemli diğer birçok başlık altında oturumlar yer aldı. Kendi alanlarında deneyimli çok sayıda ulusal ve uluslararası bilim insanları konferans, panel ve sözlü sunumlarda güncel durumu ve gelecekteki uygulamalar konusunda paylaşım yaptığı kongreye ilgi büyük oldu.
44. Ulusal Radyoloji Kongresi Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Ayşenur Oktay, kongrenin bilimsel ve eğitsel toplantıların yanı sıra sosyal ortamlarda da meslektaşlarıyla bir araya geldikleri kongrenin ana temasının ‘Radyolojik tanıda tuzaklar ve ipuçları’ olduğunu, yan başlıklarının da radyolojide yenilikler olarak adlandırdıklarını söyledi.
“Kongreyi başarılı bir şekilde tamamlamanın mutluğunu yaşıyoruz”
Konu başlıklarında ise yapay zekanın güncel kullanımı ve görüntüleme yöntemlerindeki yeni uygulamalar sistemler bazında konuşulduğunu ifade eden Oktay, “Ayrı bir oturumda birkaç hastanemizdeki yapay zeka deneyimleri paylaşıldı ve bilişim grubu tarafından bu konuda küçük grup atölye çalışmaları düzenlendi. Kongre programında paneller, olgu tartışmaları, atölye çalışmaları, uydu sempozyumlar yanı sıra her yıl yapıldığı gibi mesleki sorunların tartışıldığı bir oturum gerçekleştirildi. “Afetlerde Radyoloji Yönetimi” başlığı ile düzenlendi, bölgesel ve merkezden yaşanan deneyimler konuşuldu. Çok yararlı ve yapıcı bir oturum oldu. 1450 katılımcı vardı. Bunların önemli kısmı ders veren hocalar dışında asistan ve uzman. Bu da yaralı olduğunu düşündürüyor. Kongreyi başarılı bir şekilde tamamlamanın mutluğunu yaşıyoruz” diye konuştu.,
“Türkiye’de radyolojik inceleme talebi gittikçe artıyor”
Hastalıkların taramasında, tanısında ve tedavisinde radyolojik görüntülemenin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol ise hastaların uygun tedaviye ulaşabilmeleri için radyolojik görüntüleme yöntemlerinin standartlara uygun olması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’de radyolojik incelemelere talebin gittikçe arttığına işaret eden Çevikol, “Radyolojik inceleme yöntemleri, hekimlerin hastalara yeteri kadar zaman ayıramamaları nedeniyle radyolojik incelemenin adeta bir muayene yöntemi olarak kullanılmasını temel sorun olarak görmekteyiz. Uygun olarak gerekçelendirilmemiş tetkiklerin yapılması, tetkik yoğunluğunu, iş yükünde artışı ve beraberinde radyolojik inceleme kalitesinde düşüşü getirmekte” dedi.
“Toplumun kümülatif radyasyon dozunu artırıyor”
Türkiye’de standartlara uygun olarak yapılmayan ve denetlenmeyen radyolojik alandaki hizmet alımlarının toplum sağlığını tehdit ettiğini, radyologların da değersizleşmesine yol açtığına vurgu yapan Çevikol, “Tetkik uygunluğunun denetlenmiyor olması ve niceliğe odaklanmış yaklaşımlar nedeniyle özellikle BT hizmet alımlarında yine uygun olmayanların tetkiklerin çok sayıda yapılması, toplumun kümülatif radyasyon dozunu artırdığı için belli ölçüde kanser riskini arttırmakta, dolayısıyla toplum sağlığını tehdit eden bir unsur olarak görülmekte. Bunun dışında manyetik rezonans görüntüleme hizmet alımlarında özellikle hastane yönetimlerinin baskısıyla ve hizmet alımı şirketlerinin daha kar odaklı yaklaşımları nedeniyle cihazlarda çok fazla sayıda tetkik yapılması için orada çalışan meslektaşlarımız zorlanmaktadır, bu da çekim sürelerinin kısalmasına neden oluyor. Bu da tetkikin standardın tamamen altında ve tanısal olmaktan uzak bir hale gelmektedir. Hasta görüntülemesi yapılmış, ancak tanı ve tedavi aşamasında kendisine yararlı olmayan bir tetkikle baş başa kalmakta” ifadelerine yer verdi.
“Tekrarlanan görüntülenmeler yetersiz raporlara yol açarak maliyetleri arttırıyor”
Türk Radyoloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Şebnem Örgüç da, artan görüntüleme isteklerinin yükselen tetkik maliyetleri ile birleştiğinde kısa zamanda düşük tanısal değerde incelemelerle çözülmeye çalışıldığını söyledi. Bu durumun tekrarlanan görüntüleme incelemelerine ve yetersiz raporlara yol açarak maliyetleri arttırdığına işaret eden Örgüç, “Ancak sorun sadece ekonomik boyutta kalmamaktadır. Ne yazık ki hem hastanın, hem de hekimin sağlığına da mal olacak sonuçlar doğurmaktadır. Hastayı kurtarması, sağlığına kavuşturması beklenen hekimler kendilerini kurtarmaktan aciz kalmaktadır. Yoğun iş temposu ile özel yaşamındaki dengeyi kuramayan pek çok hekim tükenmişlik sendromu yaşamakta. Hata kabul etmeyen hekimlik mesleğinde onlarca hatta, yüzü aşan sayılarda hastaya bakarken güler yüz göstermesi, eksiksiz raporları anında sonuçlandırması istenen Radyologlar maddi ve manevi olarak emeklerinin karşılığını alamamaktadır” dedi.
“Yapay zeka teknolojileri pek çok meslek gurubunda radikal değişikliklere yol açıyor”
Prof. Dr. Örgüç, yapay zeka teknolojilerinin pek çok meslek grubunda radikal değişikliklere yol açtığına işaret ederek, “Sağlık sektörü ve görüntüleme de bu süreçte dönüşüyor. Kaçınılmaz olan bu değişimi olumlu yönde kullanabilirsek büyük bir yardımcı kazanacağımız aşikardır. Ancak karar verme ve hastayı doğru yönlendirme sorumluluğu kuşkusuz meslekte yetkinliğini kazanmış hekimlerdedir. Yetersiz ellerde etik dışı uygulamalar toplum sağlığı için gün geçtikçe büyüyen bir tehdit oluşturmaktadır. Bu konuda zaman kaybetmeksizin sadece uzman kişiler yetkilendirilmeli, ehil olmayan uygulayıcılar için medikolegal düzenlemeler gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
İHA