Uşak sevdalısı Ömer Aşçı, Kurtuluş Savaşı sonrası Uşak’ta yaşanan Yunan Mezaliminin sonuçlarını Uşak’a gelen Halide Edip Adıvar’ın ağzından yaşanmış gerçek bir öykü ile şöyle anlatıyor:
Tetkiki Mezalim Komisyonu Başkanı Halide Edip(Adıvar)Hanım, 18 Eylül 1922 günü yaşadıklarını şöyle anlatmaktadır;
“Uşak'a iki saat mesafede olan İnay ‘da durduk. Köy yoktu. Halk taşlar arasında dolaşıyordu. Bir taraftan not alacaktım bir taraftan da gezecektim. Bir rehbere ihtiyacım vardı. Gece çok soğuktu. Köyün imamı geldi. Soğuktan titriyordu. Ellerini ovuşturarak dolaşıyor, bir taraftan da konuşuyordu. Ona not alacağımı söyledim. Dedi ki:
-Geçmişi yazmakta ne fayda var. Olan biteni görüyorsun ya. Bizim ihtiyaçlarımızı not et. İsmet Paşa'nın ayağını öptüğümüzü ve bize yardım etmesini söyle.
Anlattığına göre, Uşak depolarında hem buğday, hem yapı malzemesi varmış. Halk açlıktan, evsizlikten ölüp gidiyordu. İmam:
-Geriye değil, ileriye bakıyoruz. Geçmişi unutmak istiyoruz. Yaşayacağız.
Bu, bir imam için inanılmaz bir basiretti. Sonra, bize Hükümet adında bir rehber gönderdi. Küçük bir oğlandı bu. Yanımızda ne kadar ekmek varsa hepsini ona verdim. Himmet, kamyonun basamağında durdu, bize yol gösterdi. Ben şoförün yerinde oturmuş ve kamyonu kullanıyordum. On iki yaşındaki bu oğlan, parlak gözlüydü. Fakat çok küçücüktü yavrucak. Bununla beraber, bin tane yaşlıya bedeldi. Bana hayatını anlattı. Yedi yaşında yetim kalmış. Mirası bir çift öküz, bir kulübe, bir büyükanne, bir de abladan ibaretmiş. Öküzleri kira ile köylülere vermiş. Dokuz yaşında, ablanın çeyizini düzmüş, onu evlendirmiş. Sonra öküzler ölmüş. Kendisi üç sene tarlada çalıştıktan sonra, iki manda satın almış.
-Mandaların hâlâ duruyor mu?'
-Hayır, hanım teyze. Kuzgundere'de Yunanlılar elimden aldılar.
Anlattığına göre, mandaların alınmasından ziyade, Yunan askerlerinin onu yere yatırıp kesmek istemeleri içine dokunmuştu. Fakat, bir Yunan çavuşu:
-Küçük, bırakın!" diyerek onu kurtarmış.
"Şimdi ne yapacaksın, Himmet?".
"Üç sene soma, bir çift manda alacağım."
Çocuğun sesi, Anadolu'daki hayatın geleceği için bana büyük bir ümit verdi. Kendimi adeta onun ortağı gibi hissediyordum. Hâlâ da içimde aynı iman var. “
Halide Edip Adıvar, Türk'ün Ateşle İmtihanı; İstiklâl Savaşı Hatıraları-III, Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Eylül 1998,s.108-110
(SALİH KILINÇ / HABER)