Mübarek Ramazan ayında sizler için Uşak’ta huzur içerisinde yatan erenler ve evliyaları anlatan bir çalışma gerçekleştirdik.
Bu çalışmada kaynak olarak Uşak Tarihi Araştırmacısı Sayın Ömer Aşçı’nın çalışmalarından da yararlandık.
Allah katında özel yeri olan bu ulu kişileri gelecek kuşaklara aktırmak ve tanıtmak istedik. Mübarek zatların her biri Allah’ aciz kullarına anlatabilmek için yollara revan olmuş keramet sahibi Uşak’ta huzur bulmuş bu zatları gelin birlikte bir kez daha tanıyalım:
HACIM SULTAN
Hacım Sultan 1305 yılında Uşak'a gelmiş ve Hacım Köyünün olduğu yere yerleşerek şeyhi Hacı Bektaş-i Veli'nin izinde tarikatı temsil etmiştir.
Hacım Sultan'ın türbesi de Uşak'ta Sivaslı İlçesine bağlı Hacım Köyü'ndedir. Uşak’a 27 kilometre uzaklıkta Uşak cezaevi giriş kapısı önünden güneye gitmek sureti ile kolayca ulaşılabilinir. Hacım Sultan Türbesi, Ege Bölgesi'nin en önemli kültür varlıklarından biridir.
KABAKLARLI ŞEYH ALAADDİN UŞŞAKİ
Kabaklarlı Şeyh Alaaddin Uşşaki Hazretlerinin ne zaman doğup ne zaman öldüğüne dair kesin bir bilgi mevcut değildir. Halveti yolunun ileri gelen büyüklerindendir. Halvetiliğin 3’cü asıl şubesi olan Ahmediyye tarikatının kurucusu Yiğitbaşı namı ile tanınan Şeyh Ahmet Şemseddin Efendinin hocası ve mürşididir. Akhisar’a bağlı Göl Marmarası’nda doğan Şeyh Ahmet Efendi Uşak’a gelerek normal medrese eğitimini tamamlamıştır. Medreseden diplomasını aldıktan sonra Şeyh Alaaddin Uşşaki Hazretlerinin mensup olduğu tarikata katılarak O’ndan tarikat ve feyiz alarak seyr-ü sülukunu tamamlamıştır. Allaaddin Uşşaki’yi 1486 tarihinde Sultan II. Beyazıd’ın padişahlığı sırasında İstanbul Koca Mustafa Paşa’da Hazreti Cemalinin ilim dergâhındaki arifler arasında görmekteyiz. Hazreti Cemal Halveti, Halvetiliğin ikinci ana kolu olan Cemaliyye tarikatının kurucusudur.
Hazreti Şeyh Cemal Halveti bu dergâhta 9 yıl ümmetin irşadı ile çalışmış olduğuna Şeyh Alaaddin Uşşakinin ne zaman köye döndüğüne dair bir bilgimiz mevcut değildir. Bu durumda Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Efendinin Şeyh Alaaddin Uşşakiden hilafetini Şeyhin İstanbul’a gidişinden önce mi yoksa sonramı aldığı konusu açıklığa kavuşturulamamıştır. Bizim naçizane tahminimiz bu hilafetin Şeyhin İstanbul’a gitmesinden önce gerçekleştiği yönündedir. Köydeki türbesi kapısı üzerinde çok bozuk bir yazı ile yazılı kitabe de bizi fazla aydınlatmamaktadır. Kitabe şöyledir:
“Buldu bu cami, türbe, izzet, şeref ile
İlahi bâniye ecirver olmaya telef sayi”
Şeyh Alaadin Türbesi, Uşak merkeze bağlı Kabaklar Köyündedir. Ankara yolu üzerindeki Çarıkköy içinden rahatlıkla gidilebilinir.
BULDUK DEDE
Uşak ilinin ilk Türk yerleşimi olarak bilinen Doğala-Aybey hattı üzerinde Bulduk Dede namıyla meşhur bir ulu zat bulunmaktadır.(Muzaffer Mert Okul arkası) Bu türbenin kapısında kim tarafından yazıldığı bilinmeyen bir bilgilendirme tabelası bulunmaktadır. Ve şöyle yazar ; Ruknettin Doğan Baba-Bulduk Dede-Karabağlı-gelişi miladi 875...
UŞAK SİVASLI SAMATLAR KÖYÜNÜN KURUCUSU-SAMUT DEDE
1300'lü yıllarda Samit Dede diye gelen biri köyü kurmuştur. Halen mezarı köy çıkışında durmaktadır. Bektaşîlerde, ocak, baba postu, gayb erenleri postu gibi makamlar vardır. Birisi, bir başka yerde vefat ederse, memleketinde veya hatırasını taşıyan bir yerde, ruhuna Fatiha okunmak ve onu anmak üzere yapılan merkada "Makam" denir.
Tekke, Kangal ilçesine bağlı Tekke köyündedir. Samut Baba’nın türbesi altıgen planlı olup, piramit kubbelidir. Mimari yapı bakımından Selçuklu kümbetlerine benzer. Giriş kapısı üzerinde 981(1573) tarihi vardır. Buna göre Samut Baba 16.yüzyılda yaşamıştır. Sivas yöresindeki en eski tekke şairidir. Menkıbeler onu 1V. Murat’la çağdaş gösterip, onun kerametlerinden bahseder. Bağdat Seferi 1638 yılında yapılmış olduğuna göre, Samut Baba’nın 1V. Murat’la görüşüp, O’nu ve ordusunu ağırlaması imkansızdır.[3] Her yıl 21 Mart’ta Kangal’ın Karanlık, Çaltepe, Mamaş, Daylı, Topardıç, Kavak...köylülerince ziyaret edilmekte ve dini törenler yapılmaktadır.
DERUNI ALI EFENDI
18nci yüzyılda Topkapı Sarayı içindeki Enderun'dan yetişmiş, yüksek rütbeli bir devlet memuru olması beklenirken islediği bir suç yüzünden Uşak’a sürülmüştür. Büngüldek Camii avlusu içinde bir medrese açmıştır. Kendisi aslında hurafelere karsı çıkan bir alim olmasına rağmen ölümünden sonra hakkında birçok rivayet uydurulmuştur. En ünlüsü kisin ortasında bağından buğusu üstünde taze üzümler getirip ikram etmesidir. Cin taifesine mektuplar yazdığı söylenir. Kendisinin iyi bir divan sairi olduğu biliniyor.
YÖRU DEDE
Uşşakiye Tarikatı’nın kurucusu Şeyh Hüsamettin’in Burma Cami yakınında bir manevi mekânı vardı (Asil türbesi İstanbul, Kasımpaşa’dadır). Burada bir mum yakma veya ufak bir akçe karşılığı dileklerde bulunulurdu. Ama bu dedenin esas "ihtisası" yürümesi gecikmiş çocukları yürütmesiydi. Böyle çocuklara cuma günleri türbenin etrafında üç kere tur attırılırdı.
HACI KEMAL TÜRBESI
Germiyanoglu Süleyman Şah’ın damadı, aynı zamanda Yıldırım Beyazıt’ın bacanağıydı. Türbesi bugün de mevcuttur. Sağlık, bilhassa sıtmadan kurtarma konusunda çok unluydu. Türbe parmaklıklarına çaput bağlanırdı. Ama aslında her derde deva idi. Bendeniz de ilkokula giderken eger dersime çalışmamışsam yolumu değiştirir Hacı Kemal Dede'ye öğretmenim beni tahtaya kaldırmasın diye dua ederdim.
HACIKADEM TURBESI
Hacıkadem Koyu'nun koruluğunu korurdu. Korudan yas ağaç kesenlerin buradaki dede tarafından çarpılacağına inanılırdı.
KARADEDE
Osmanlı arşivi 1676 yılı Kütahya Livası(ili) Uşak Kazası Avarız Defteri kayıtlarında "KARHAK DEDE" olarak kayıt edilen zatın Uşak'a hangi dönemde geldiği ile ilgili bir kayıt mevcut değildir. Mustafa Çetin Varlık, “XVI. Yüzyılda Kütahya Sancağı’nda Yerleşme ve Vergi Nüfusu”, Belleten, LII / 202, Nisan 1988 isimli akademik çalışmasında "Karhak Dede" Mahallesi ve yatırının 1520 yılı kayıtlarında da aynı isimle anıldığı görülmektedir. Muhtemelen daha sonra halk arasındaki deyimiyle “Karhak Dede” “Kara Dede” oldu. Yatırı Uşak Atatürk Lisesi arakasındaki eski Kara Dede Mezarlığı tabir edilen yerdedir. Uşak belediyesi tarafından yeniden restore edilmiştir.