İlki; Curaoğlu Ahmet
Osmanlı döneminde Uşak’ta çok önemli olaylar cereyan etmedi. XVI. yüzyılın sonları itibariyle başlayan ve XVII. yüzyıl boyunca devam eden Celâlî isyanlarından zarar gördü. XVIII. yüzyılda Osmanlı Devleti’nde âyanlık düzeni devri başlayınca Uşak ve çevresi de mahallî güçlerin nüfuz sahası içine girdi. Bunlardan Curaoğlu Ahmed, Çakallı aşiretine bağlı bir fırka zâbiti olup kardeşi Kadı Süleyman ile beraber etrafına topladığı silâhlı adamlarla Uşak yöresinde eşkıyalık hareketlerinde bulundu. Daha sonra kapıcıbaşılık mevkiine getirildi, bir ara takibata uğradı. Rus savaşında faydalı olur düşüncesiyle kendisine paşalık pâyesi verildi ve sancak beyliğine (bir arşiv belgesine göre Maraş sancağı) getirildi; ancak 1792’de idam edildi.
İkincisi; Uşak Voyvodası Acemoğlu Seyyid Ahmed
Uşak’ta etkili bir nüfuz kuran bir diğer şahsiyet Uşak Voyvodası Acemoğlu Seyyid Ahmed’dir. Kardeşi Kara Şahin ile birlikte 1790’da Osmanlı-Rus savaşı için çağrıldığı sefere gitmeyince şikâyetler üzerine takibata uğradı. Anadolu Valisi Hacı Ali Paşa’nın görevlendirdiği kuvvetleri Uşak’ın Öksüz köyündeki çatışmada bozguna uğrattı. Ardından Uşak şehrine giderek tahkim ettiği kaleye yerleşti. Silâhlı işgale uğrayan Uşak halkı, Acemoğlu’nun tarafında yer almak zorunda kaldı. Üzerine sevkedilen Ali Paşa şehri topa tutmak için hükümetten izin istediyse de bu sırada Acemoğlu bir yolunu bularak kaçtı. Kapandığı kale yıkıldı, mallarına devletçe el konuldu. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Uşak’a gelen Charles Texier, Acemoğlu Seyyid Ahmed’den Hacı Murad oğlu diye bahseder. İstiklâl sevdasına düşen bu derebeyinin Uşak Kalesi’ni tahkim ettiğini, erzak ve mühimmatla doldurduğunu bildirir. Ardından şehir XX. yüzyılın başlarına kadar sakin ve huzurlu bir dönem geçirdi. Millî Mücadele yıllarında Uşak’ta Müdâfaa-i Hukuk Hey’et-i Milliyyesi adlı cemiyet kuruldu. İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin bir uzantısı olan Karakol Cemiyeti ile irtibat kuran bu cemiyete halk gereken ilgiyi göstermedi. 30 Temmuz 1919’da İbrâhim Bey’in (Tahtakılıç) başkanlığında Uşak Redd-i İlhak Cemiyeti teşekkül etti. Ağustos 1919’da toplanan Alaşehir Kongresi’nin ardından bu cemiyetin adı Hareket-i Milliyye ve Redd-i İlhak Cemiyeti Hey’et-i Merkeziyyesi şeklinde değiştirildi. 31 Temmuz 1920’de Mustafa Kemal Paşa, Uşak’a gelerek Kuvâ-yi Milliye birliklerini denetledikten yaklaşık bir ay sonra Yunan kuvvetleri Uşak’ı işgal etti (29 Ağustos 1920). Bu işgal iki yıl sürdü. 26 Ağustos 1922’de Afyon’da başlayan Büyük Taarruz neticesinde Uşak 1 Eylül 1922’de işgalden kurtuldu. Ancak geri çekilen işgal kuvvetleri geçtikleri yerleri yakıp yıktı, Uşak’a da büyük zarar verdi. Üç mahalle tamamen, bir mahalle ise kısmen yandı. Bu yangınlar sırasında pek çok ev, dükkân, cami, mescid, medrese harap oldu. Sadece şehirde 1000’in üzerinde insan öldürüldü.
(SALİH KILINÇ / ARAŞTIRMA)