Banaz’ın eski ve yeni müdürleri Uşak Milli Eğitim Müdürünü ziyaret etti Banaz’ın eski ve yeni müdürleri Uşak Milli Eğitim Müdürünü ziyaret etti

29 Kasım 1922

Dumlupınar Meydan Muharebesi'nde yenilen Yunan Küçük Asya Ordusu ile Anadolu'yu terk eden Rumlardan artakalan ve "emval-i metruke" denilen terk edilmiş mallar; yani ev, dükkân, mağaza, fabrika, değirmen, tarla, bağ, bahçe ve paraca kıymetli her türlü taşınabilir mal, Türkiye'nin genelini, özellikle de İzmir ve çevresini ilgilendiren ve sonu gelmez tartışmalara, ilgisizliğe, suistimale, yolsuzluğa ve yanlış uygulamalara neden olan; varlığı ve etkisiyle, toplumsal yaşamdaki dengelerin bozulmasında rol oynayan önemli bir sorun olarak ortaya çıkmıştır. İşgalden kurtulan memleketlerden(Afyon, Uşak, Manisa, Kütahya, Aydın) hatta Konya, Yozgat, Kayseri gibi İç Anadolu şehirlerinden İzmir’e göç eden yaklaşık 200 bin kişi, Rumların terk ettiği malları yağmalamıştır. Ege’de adeta bir “Altına Hücum” dönemi yaşanmaktadır.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Kasım 1922 tarihli oturumunda Maliye Bakanı Hasan Fehmi (Ataç)Bey, emval-i metruke bahsinde Uşak Kazası ‘ndan bahisle şöyle demektedir ;

“Memaliki müstahlasadaki emvali metruke hakkında Maliye Vekilinden istizah takriri

Yüz Kır Yedinci İnikat

29 Teşrinisani 1338 Çarşamba

İkinci Celse

Hasan Fehmi(Ataç) Bey-Maliye Vekili-Gümüşhane Mebusu: Arkadaşlar bundan evvelki içtimada Memaliki Müstahlasa’nın vaziyeti umumiyesi hakkında maruzatta bulunmuştum. Müsaadenizle bu celsede de o maruzatıma devam edeceğim. Efendim, bendeniz araziyi müstahlasada ahalinin sefaletini, perişanlığını tahrip sahasına maksur gördüm. Memleketin zahiresini istihsalatını hiçbir açlık tehlikesine maruz kalmaksızın halkı seneyi atiye istihsalatına yetiştirmek kabiliyet ve kudretinde buldum, şayanı şükrandır. Tahrip sahası başlıca Saruhan livasıdır, Bilecik livasıdır. Uşak ve Afyon livasından başlayarak Afyon'la Manisa güzergâhıdır….

Yasin Bey(Kutluğ) Bey-Gaziantep Mebusu: Ordunun işgali anlarında emvali metrukeden ne gibi istok mallara ve paralara vaziyet edilmiştir? Bunların cins ve miktarı nedir? Vekâlet bunları tespit etmiş midir?...

Hasan Fehmi(Ataç) Bey-Maliye Vekili-Gümüşhane Mebusu: Efendim, ordu ileri harekâtını yaparken ganâimi harbiye olarak eline geçen erzak vesaireyi tabii aldı. Bunun, o günlerde sarf edebildiğini etti. Edemediğini geri teşkilâta devretti. Meselâ Uşak'ta bugün ordunun devrettiği 65 bin çuval un mevcuttur. Fakat ordu hesabına mevcuttur. Zaten ordu bir neferin istihkakından fazla bir şey sarf edemez ki. Her ordunun ve hatta her fırkanın levazım heyetleri vardır. İstihkakını sarf edebilir zaten fazlasını ordu arkasında taşımaz ki.

Şükrü(Gülez) Bey-Bolu Mebusu: Efendim, bendeniz diyorum ki; Ordunun düşmandan ele geçirdiği ganaim, mevaddı gıdaiyye vesairenin miktarı tahakkuk etmiş midir? Bunlar Müdafaai Milliye bütçesiyle takas ve mahsup olundu mu ve mahsup olunan miktar nedir ve mahsup olunacak miktarı nedir?

Hasan Fehmi(Ataç) Bey-Maliye Vekili-Gümüşhane Mebusu: Malumu âliniz ordu Uşak'tan Alaşehir’e doğru ilerlerken biz, üç tane ganâimi harbiye komisyonu gönderdik. Bunlar, üç kol üzerinden ganâimi tahrire başladılar. Fakat ganaim ilk hatta o kadar çoktu ki, bu yalnız tahrir ve tespit ile kaldı. Tahrir ve tespit edilen miktar, ordunun matlubatiyle takas ve mahsup edilmiştir. Edilmeyen kısmı da edilecektir. Daha ilende ordunun aldığı benzin gibi, un gibi, vesaire gibi erzak varsa bunları mütemadiyen her muhasebecilik, her mal memuru kendi dairesine ait ne alınmıştır, ne tespit edilmiştir diye takibatta bulunuyorlar. Fakat bütün hesapları toplamak memleket içinde dağılmış olan bir ordunun eline geçen ganâimi merkeze getirmek, cephe levazımında, cephe defterdarlığı topladıktan sonra Müdafaai Milliye Vekâletiyle takas ve mahsup muamelesine geçmek uzun bir zaman mütevakkıftır. Yani muamele başlamıştır, ele geçenler kaydediliyor; fakat arada bir harekât esnasında hiçbir mazbata alınmamış haber ya malumat alınmamış ganaim kalırsa kalabilir.

Ragıp(Soysal)Bey-Kütahya Mebusu: Muhterem arkadaşlarım, İzmir'de hini istirdatta giren ordunun miktarı, birkaç misli daha fazla olsaydı ve bütün İzmir ahalisi dahi iştirak etseydi, yağma iki ay devam etseydi, İzmir'deki emvali metruke tükenmezdi. Bu emvali metrukenin miktarını bundan tahmin edebilirsiniz. Yani 100 bin kişilik bir yağmacı kafilesi bir ay devam etseydi yine tüketemezdi. Müsaade buyurun, çok büyük bir kısmını yangın tahrip etmiş, bitirmiştir. Mühim bir kısmı kalmıştır. Bir kısmı da ordunun girdiği günden bir gün sonra başlayarak dört, beş gün devam eden ve İzmir hamamlarından başlayarak dört beş gün devam eden ve İzmir hamamlarından başlayarak en zengin Yahudilerine varıncaya kadar iştirak edilen bir yağma kafilesi tarafından bitirilmiştir. Buna rağmen emvali metrukeden pek büyük bir yekûn İzmir'in mağazalarında, depolarında kalmıştır. Hatırımda kaldığına nazaran beşinci veya altıncı günü ordunun vazettiği şedit usul ve aldığı vaziyet dolayısıyla yağma tamamen hitam bulmuş bir şekil almıştır. Ancak bundan sonra hırsızlık başlamıştır. Meselenin şekli başkadır. Bu beş altı gün zarfında vuku bulan yağmadan Mehmetçiklerin eline geçen miktarı ne olursa olsun... (Helâl olsun sedaları.) Benden tarafı yerden göğe kadar helâl olsun. “

ÖMER AŞÇI (uŞAKLI ARAŞTIRMACI)

(SALİH KILINÇ / HABER)

Editör: Seher ZEYBEK