Yine Uşak Tarihi ile ilgili araştırmalarından tanıdığımız emekli okul müdürümüz Sevgili Halim Uçar Hocamız, bu olayı belgeleri ile anlatmış. Burada söz Halim Hocamıza bırakalım.
İstiklal Marşımızın Kabulü Görüşmelerinde Uşaklı Hemşerimiz, Kütahya Milletvekili Besim Atalay'ın Mecliste İtiraz Ettiği Durumla İlgili Hatırası!
İstiklal Marşımızın yazılması, tespiti ile ilgili TBMM'ce 1921 yılında memleket sathında bir yarışma düzenlendi, kazanana 500 lira ödül verilmesi kararlaştırıldı, konuyla ilgili komisyon kuruldu. Komisyon Burdur mebusu Mehmet Akif Ersoy'un güfte metnini beğendi, bu metni 12 Mart 1921 Cumartesi günü mecliste Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Tanrıöver'in okumasıyla oy çokluğuyla kabul edildi, 15 milletvekili bu usule itiraz etti.
Bunlardan birisi de Uşak'lı hemşerimiz, kurtuluş savaşı kahramanı, dil bilgini, şair-yazar Besim Atalay'dı. Kütahya milletvekili Besim Atalay bu usule itiraz etti. Besim Atalay konuyla ilgili hatırasını kendi kalemiyle Yakın Tarihimiz Dergisinin 19 Temmuz 1962 tarihli 21. Sayısının 250 sayfasında anlatmış, Mehmet Akif Ersoy'la kendi arasında geçen güzel diyalogları yazmıştır. Bu vesile ile İstiklal Marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy'a, Besim Atalay'a ve bütün kahramanlarımıza saygı ve rahmetle anıyorum, ruhları şâd olsun. Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazmayı nasip etmesin.
(Tarihi hatıra dergisi ve İstiklal Marşımızın Osmanlıca orijinal metni arşivimde vardır).
Besim Atalay’ın İstiklal Marşı’na itirazı TBMM Tutanaklarına şöyle geçmişti:
BESİM ATALAY B. (Kütahya) - Efendim, şiirler iki türlüdür. Ya hislerin mâkesidir, yahut derin veyahut ağlatıcı bir ruhun, ağlatıcı bir galeyanın aksidir. Şiir bu iki şekil üzerine doğarsa makbul ve muteberdir. Dünyada o şiirlerdir ki halk arasında yaşar. Ya yüksek ve bedii bir histen doğar, ya muhrik bir helecandan doğar. Böyle olmayıp da ısmarlama tarikiyle yazılırsa bu şiirler yaşamaz. Efendiler, bizim Cezayir Marşımız vardır. Bu; halk arasında yaşıyor. Bu müsabaka ile yazılmamıştır. Bu; ağlayan bir ruhun, eline silâhını alarak düşmana koşan, vatanına koşan bir ruhun hissiyatını terennüm eder. Marseyyez'in nasıl söylendiğini bilirsiniz. İnkılâbı Kebir esnasında -silâhını almış- koşan bir gencin söylediği şiir birden bire taammüm etmiştir. Evvelâ bu gibi şiirlerin memleketin mâruz kaldığı felâketlere -ağlayarak, titreyerek-evvelâ güftesi değil, bestesi söylenir. Ismarlama şiirlere verilecek memleketin parası yoktur.