Gencecik bir öğretmen, 2 çocuk annesiymiş. Şimdi sakat kalma ihtimali varmış. Yazık değil mi bu öğretmenimize? Hesabını kim verecek?
Bildiğiniz gibi Uşak Merkez Kemalöz Mahallesinde 12 katlı lüks bir apartmanda, 2 Aralık Pazar günü meydana gelen olayda; 2. kata çıkan asansör, aniden aşağı düşmeye başlamış, şiddetle yere çarpınca içerisinde bulunan S.Ç.S’ adlı genç bir kadın öğretmenimiz ağır yaralanmıştı.
İhbar üzerine gelen itfaiye ekipleri, asansörde sıkışan S.Ç.S.'yi güçlükle çıkarmıştı. Edindiğim bilgilere göre, S.Ç.S. adlı öğretmenimiz 2 çocuk annesiymiş. Talihsiz öğretmen, hayati tehlike kaydıyla Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi altına alınmış ve burada gördüğü tedavi sonucu hayati tehlikeyi atlatmış.
Ancak, belinden ağır yaralandığı için, tedavisini devam ettirmek üzere başka bir ile nakledilmiş. Sakat kalma ihtimali de bulunduğunu üzülerek öğrendim. Adını vermeyeyim. Ama o lüks binayı yapan müteahhit ya da şirket, bir benzerini de Fatih Mahallesinde mi ne yapmış. Zaten apartmanlar aynı adı taşıyor ve 1-2 olarak numaralandırmış.
İddialara göre, bu üzücü kaza olmadan bir hafta önce asansör bakım ve onarıma alınmış. Sonra bina yöneticisi, tamiratın başarıyla tamamlandığını ve bina sakinlerinin asansöre güvenle binebileceklerini ilan etmiş.
Ancak güvenli denilen asansör bir hafta dayanabilmiş. Hem ana halatı hem de güvenlik amacıyla çekilen ikinci halatı kopmuş. Olan da S.Ç.S. öğretmenime olmuş.
Bu asansör kazasının ve ihmaller yumağının ilki.
Gelelim ikincisine; bundan 9 gün önce 16 Aralık tarihinde Uşak Merkez Fatih Mahallesinde 7 katlı bir binanın çatısında yangın çıktı. Hani şu itfaiye aracının merdivenleri açılmadı diye tartışmalara neden olan yangın.
Binanın çatısı neredeyse tamamen yanmıştı. Bu yangının da asansör dairesinden çıktığı iddia ediliyor.
O zaman da benim aklıma şu geliyor: Köyler hariç tapu tapu 230 bin nüfusu olan Uşak merkez ilçede bina asansör denetimi hiç yapılmıyor mu? Bu ne sorumsuzluktur? Bu ne ilkelliktir? İnsan canı bu kadar ucuz olmamalıdır diye düşünüyorum.
Bir önceki yazımda; “Uşaklı canı Allaha emanet yaşıyor” diye yazmıştım.
Bozuk itfaiye araçları, tamir edilmesine rağmen aşağı düşen asansörler, dayanılmaz trafik çilesi, bir tek eğitim ve araştırma hastanesine mahkûm edilmemiz, durmadan patlayan su boruları, yapılamayan yolları…
Siyasilerimizin; “Uşak için şunu yaptık, bunu yaptık” demeleri.
Belediye başkanlarımızın hiçbir şey yapmadan dünyaları devirmiş gibi sırıtarak poz vermeleri, Uşak’ın sıkıntılarını ve acı gerçeklerini değiştiremiyor maalesef…
Uşaklı, parasıyla rezil olmaya ve canı Allah’a emanet yaşamaya devam ediyor.
Ya sakat kalıyor ya da pisi pisine ölmeye mahkûm ediliyor.
Tam bu yazıyı kaleme alırken Balıkesir’de bir mühimmat fabrikasında patlama olduğu ve 12 canımızı yitirdiğimiz haberi geldi.
Başın sağ olsun benim güzel ve talihsiz ülkem…