Bu yıl, 2024 yılı benim koca gövdem için bakım ve onarım yılı oldu. Yani rektifiyeye girdik sizin anlayacağınız.
Temmuz ayında; Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi Üroloji Bölümü Uzm. Dr. Sayın Yasin Alkan tarafından ameliyat edildim.
Bir ay sonra yani ağustos ayında dizimde kemik dönmesi olduğu için Ortopedi Uzm. Sayın Dr. Bayram Ergin tarafından ameliyat edildim. Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık hizmetlerine ulaşmak zor. Ancak ulaşırsanız dört dörtlük sağlık hizmeti veriliyor. Ameliyatımda gerçekten doktorlarımızda sağlık emekçileri de çok özen gösterdi. Hepsine çok teşekkür ediyorum. Şu anda iyiyim ve yavaş yavaş yürümeye başladım.
Bayram Ergin Hocam, 2 ay ayağıma basmamamı söyledi. Sonra bastonla, daha sonra bastonsuz yavaş yavaş basmaya başladım. Kısa kısa caddelerde yürümeye çalışıyorum.
Yani Canlar geçici de olsa bende kısa bir süreliğine engelli oldum. Birgün hepimiz engelli olabiliriz.
Malumunuz olduğu üzere dün ‘3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ydü. Tüm yurtta olduğu gibi Uşak’ta engellilerin yaşamına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Ama iki aydır yaşadığım engelli durumu bana şunu öğretti. Uşak kesinlikle engelli dostu değil, düşmanı bir şehir.
Önce wolker dene aletle yürümeye çalıştım. Bir kere Uşak’ta kaldırım yok. Yarım metrelik kaldırımlara dikilen lale motifli sokak ışıkları kaldırımlardan iki kişinin bile geçmesine izin vermiyor.
Esnaf desen dışarıya yığdığı malı dükkânın içerisindekinden daha fazla. Çaycı, katmerci ve lokantaysa mutlak kaldırımlara bir iki masa atmış. Yürüyebilirsen yürü. O tozun toprağın içerisindeki malı kim alır? Bilmiyorum ama ben elimi bile sürmem.
Kaldırımdaki sorun bu kadarla kalsa yine eyvallah. Bir de o telefon internet, bir sürü menfez kapağı var. Kapaklar bir türlü yol seviyesinde değil, kimi aşağıda kimi yukarıda. Bu arada bazı esnaflar da yarım metrelik kaldırma 3-5 tabure ya da sandalye koyarak yarenlik ediyor. Ama engelli insan nasıl yürüsün? Onun derdi değil.
İki gözümün çiçeği Uşaklım kusura bakmasın ama hala çoğumuz dağ başında yaşayan yörük. Birkaç kişi bir araya geldi mi lafa bir dalıyor. Engelli insan nasıl geçerse geçsin umurunda değil. İyi de burası dağ başı değil ki yollar kaldırımlar herkesin. Tüm canların yürüme hakkı var.
Kaldırımlar bu durumda olunca mecburen çoğu zaman yoldan yürümek zorunda kalıyorum. Özensiz döşenmiş yollar, ay yüzeyi gibi kraterlerle dolu. Ya yürütecim bir çukura giriyor ya da yukarıda kalan taşın üzerinden kayarak düşmeme neden olabiliyor. Bu yolda bırakın engelli insanın yürümesini, maazallah sağlam insanlar bile ayağını kırabiliyor. Yaşanmış örnekleri var.
Hakkı Yağcı Caddesi gibi tek yönlü araç trafiğine açık yollar bile çift sıra park eden araçlar yüzünden araç trafiğini aksatıyor. Ne doğru dürüst araç gidebiliyor ne de yaya.
Görme engelliler için yapılan sarı koridorlar tam bir rezalet. Yolda sekiz çiziyor. Çoğu yerleri de kalkmış. Hiçbir esprisi kalmamış. Onun için diyorum ki; hiç boşuna yasak savmak için engellilere yönelik faaliyet yapmayın.
Uşak’ı engelli düşmanı bir kent unvanından kurtarıp engelsiz kent haline getirin.
Son olarak; çalıştığım Yeşil Sivaslı gazetesi İnternet Haber sitesinde dün bir haberim yayınlandı. Pazar günü Uşak Bir Eylül Stadında oynanan Uşakspor – Amasyaspor maçı için Uşak’a takımlarını desteklemek için 40 kadar Amasyaspor taraftarı gelmiş. Kendi ifadelerine göre; maç izledikleri tribünü temizlerken bir Uşaksporlu yönetici, tribüne zarar verdikleri gerekçesiyle şikayet ettiği TFF yetkilisiyle yanlarına gelmiş.
Burada, Amasyaspor taraftarları; “Stadınızda su bile yok. Siz poponuzu taşa mı siliyorsunuz?” diyerek yöneticiyi mosmor etmiş. Çok doğru ve bir o kadar da Uşaklılar için çok incitici bir söz.
Uşak Bir Eylül Stadı, Uşak Otogarı, Uşak için utanç verici pislik yuvalarıdır. Siyaset falan yapmıyorum. Ben ağzımı açmasam da dışarıdan gelen konuklar bunu çok acı bir şekilde yüzümüze vuruyor.
15-20 katlı bina dikmekle modern şehir olunmuyor. Engelli, engelsiz insanına sokak ve caddelerinde rahatça yürüyebileceği, insanlarının birbirine saygı gösterdiği, pırıl pırıl otogarı stadı, foseptik kokmayan tertemiz havası bulunan yer modern bir şehir olunur.
Onun için hiç engelliler için etkinlik falan yapmayın.