Yazık oldu beş bine Kız diye aldım dul çıktı

Dol karabakır dol dol

Pek çoğunuz görmüştür. Ulusal basında şöyle bir haber çıkmıştı:

Burdur’un 24 saatlik suyu kaldı

“Türkiye kurak ve yağışsız bir dönemden geçerken yerel yönetimler kendi inisiyatifleriyle bazı çözümlere başvuruyor. İçme suyunun barajlar yerine yeraltından temin edildiği şehir Burdur'da 9 yıl önce 53 metre derinlikten su çıkarken şimdi 210 metreye inmek gerekiyor.

En kurak yıllarından birini geçiren Türkiye'de, barajların dolması gereken dönemde çoğu il yeterince yağış alamadı. Bu nedenle önümüzdeki yazın daha çetin geçeceğine dönük endişeler de artıyor ve önlemler alınıyor.”

Çok sevdiğim, Uşak’ta yıllarca yöneticilik yapmış, bir çok konuda uzmanlığı bulunan bir Değerli Ağabeyim bana dile getirmem için bu çok önemli su konuusnda şöyle bir ileti göndermiş.

SALİH KARDEŞİM İYİ HAFTA SONLARI.

TÜRKİYEDEKİ BİRÇOK ŞEHRİN DE DURUMU BURDUR’DAN FARKSIZ.

“Uşak her ne kadar Küçükler barajından su alsa dahi kuyulardan da destek alıyor ama biliyoruz ki kuyulardan da yakında alamayacağız zira seviyeler düştü.

Dikendere barajı yapılıp oradan Uşak’ın 50-100 yıllık su ihtiyacı karşılanacaktı. Ama henüz barajla ilgili hiç ses yok.

Burdur gibi birçok şehrimiz tedbir almakta çok geç kaldığı kimileri de çok umursamıyor.

Çok ciddi tedbirler almak lazım.

Sadece halı ve araba yıkamak değil evlerin su sarfiyatının  denetlemesi lazım.

Bunun iki sınırı olmalı. Kişi başına göre belirlenecek minimum su miktarı hane halkı sayısı ile çarpılarak elde edilecek miktarın üzerine çıkanların ödeyecekleri bedel minimum bedelin en az 3 katı olarak belirlenmeli.

İkinci sınır konmalı ve bu sınırı aşanların suları kesilmeli.

Saatlerin tümü ön ön ödemeliye çevrilir ise bunların takibi ve sonuçlandırılması çok daha rahat olur.

Benim bir feryat kardeşim.

Bu durum daha vahimleştiğinde Burdur gibi çok geç kalınmış olabilir.

Sevgilerle. Sağlıcakla kalın.”

Onun ağzından yayınlayıp ismini vermekten çok büyük bir mutluluk duyardım. Ancak kendisi yanlış anlaşılacağı kaygısı taşıdığı için ismimi vermememi istedi. Bende saygı göstererek ismini yazmadım.

Seçimlere 29 gün kaldı. Çok şükür, Uşak’ın gelecekteki en büyük su sorunu olduğunu ben defalarca yazdım. Ama üzülerek görüyorum ki; ne yerel yöneticilerimiz bu konuda yeterli gerekli tedbirleri alıyor, ne de hangi partiden oluşa olsun milletvekillerimiz bu sorunu dile getirip çözüm önerilerini anlatıyor.

Hoş, iki gözümün çiçeği Uşaklımın da olası bir su kıtlığını sorun edip sorduğu yok ya.

Uşak adına ben sorayım bari..

Sayın Milletvekili Adayları!

“Suyumuz tükenmek üzere. Olası bir kuraklık tehlikesine karşı planınız ve bir çözüm öneriniz var mı?

Bol bol plastik su bidonu mu alalım? Peki, baş üstüne…

Valla sürekli dile getiriyorum. Ama siyasetçilerden tık yok. Böyle giderse; “Çeşme başı beklerim, vay benim emeklerim” türküsünü de söyleyebiliriz.

Sonra kara bakırlar mı doldururuz, yoksa plastik bidonlar mı?

Orasın bilemem gali.