Malum; Türkiye’de açlık sınırı 13 bin 334 TL, yoksulluk sınırı 43 bin 433 TL. buna mukabil asgari ücret 11 bin 404 TL. Biz emeklilerin maaşı 7500 TL.
Açlık sınırının neredeyse yüzde 50 altında. Yani Türkiye’de emekli açlardan yüzde 50 daha aç.Gerçi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan Plan ve Bütçe Komisyonu’nda; Türkiye'de asgari ücretin 11 bin 402 lira olduğuna dikkat çekerek “Ülkemizde, asgari ücret net 11.402,32 TL olup; bu kapsamda çalışıp aşırı yoksulluk veya açlık sınırı içinde yaşayan kişi bulunmamaktadır” demişti.
Sayın Bakanımız, emeklileri insandan saymadığı için cevabı son derece makul ve mantıklı kabul edebiliriz.
Geçtiğimiz günlerde; “Hadi emeklileri de insandan sayıp bari bir defaya mahsus 5 bin TL sadaka verelim” deyip karar almışlardı. Ama çalışan emekliye değil çalışmayana vereceklerini de ilan etmişlerdi.
Emeklileri de karpuz gibi dilim dilim ayırıp; çalışan, çalışmayan, ÇKS’li, dul, yetim, diye böldüler.
Geçenlerde yaşlı bir amca geldi. Adı bende kalsın Uşak merkeze bağlı bir köyden. Beni de iyi tanıyormuş. Aynen şunu söyledi.
“Yeğenim sen gazetecisin. Derdimi yaz. Ben yiyecek ekmeğe muhtacım. Yıllar önce emekli oldum. Eskiden tarlam tokadım vardı. Yaşlanınca baş edemez oldum. Sattım savdım. Emekli maaşımla yaşamaya çalışıyorum.
Nasılsa 1981 yılında Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kaydım çıkmış. 20 yıldan fazla çiftçilik yapmıyorum. tek gelirim emekli maaşım. Şimdi bu 5 bin lira ikramiye var ya, Bana veremezlermiş. ÇKS kaydım varmış.
Koskoca devlet benim 20 yıldır tarlaya bir çizik bile bırakmadığımı, hiç bir şey alıp satmadığımı takip edemiyor mu? Açım aç. Devletim niye bana 5 bin lirayı çok görüyor?” diye sitem etti.
Valla, bu amcama ne diyeceğimi bilemedim. Emeklilerin perişan hali, ne Dilhan Polat, ne Candan kardeşler ne de AK Parti Uşak Milletvekili Sayın İsmail Güneş’in kıravatı kadar bile gündem olamadı.
Seçim zamanı göz boyamayı bırakın
Salı günü (21 Kasım) Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki Uşak’a geliyor. Malum, 5 ay sonra yerel seçimler var.
Edindiğim bilgilere göre; Sayın Özhaseki’de kısa bir süre önce bakanlığına devredilen “Çarşı Uşak” projesinin ilk etabını başlatmak için Uşak’a geliyor.
Kusura bakmasınlar ama Uşaklının gözünü boyamak için böyle atraksiyonlara hiç gerek yok. Bu proje yapılır yapılmasına da Kim bilir hangi çıkmaz ayın çarşambasında tamamlanır?
Şimdi filmi biraz geriye saralım. Çevre ve Şehircilik Bakanı Sayın Mehmet Özhaseki, 2 ay önce yani Eylül ayında şöyle bir açıklama yapmış: “Şu ana kadar 180 bin konutumuzun ihalesini tamamlayarak çalışmalara başladık. İnşaatlar hızla ilerliyor. İnşallah bir yıl içerisinde 319 bin toplamda da 680 bin konutumuzu inşa ederek afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz.”
Hepimizin içerisinde acısı hala silinmeyen 50 bin canımızı yitirdiğimiz, 13,5 milyon insanımızı etkileyen 6 Şubat Depreminde evsiz yurtsuz kalan insanlarımıza bu kışta kıyamette öncelik tanınmasına hiçbir sözümüz olmaz. Tabi ki bir an önce bu canlarımızın sıcak konutlarda oturması bizimde acılarımızı azaltır.
Sayın Bakanın açıklamasına göre, deprem bölgesinde daha hiç başlanmamış 361 bin konut daha yapılması planlanıyor. Durum böyleyken bakanlığın “Çarşı Uşak” projesine zaman ayırıp harcama yapması akla ve yaşamın akışına uygun görünmüyor.
Bana göre; bu girişim olsa olsa seçim önü Uşak’ın gazını almaya yönelik olarak değerlendirilebilir. Bu projede 10 yılı aşkın bir zamandır yapılmayan güney çevre yolu, 8 yıldır yapılmayan Millet bahçesi, yıllardır tamamlanamayan Ulubey-Eşme ve Sivaslı yolları gibi Uşak’ın proje çöplüğünde yerini alır.